2 Ağustos 2025 Cumartesi

Cesur Gardiyan


ELIZABETH HOYT

Maiden Lane Serisi #8
Dearest Rogue
Pegasus Yayınları
376 Syf
4/5

Herkese merhaba. 
Maiden Lane Serisi'nin ülkemizde çevrilen son ve serinin sekizinci kitabı Cesur Gardiyan ile geldim. Bu kitapta sıra serinin ikinci kitabı Doyumsuz Zevkler'deki Leydi Hero ile serinin altıncı kitabı Karanlıklar Dükü'ndeki Wakefield Dükü Maximus'un kız kardeşleri Leydi Phoebe Batten. Leydimize eşlik eden ise son kitaplardan merak ettiğimiz, St. Giles hayaletinin peşinde olan ve erken emekli olmak zorunda kalan Yüzbaşı James Trevillion. 

Leydi Phoebe, tüm çabalara, doktorlara rağmen görme yetisini kaybeder. Ona çok düşkün olan dük ağabeyi, onu kazalardan, belalardan korumak için silahlı bir koruma işe alır. Bu koruma Yüzbaşı Trevillion'dur. 
Yüzbaşı Trevillion, ciddi ve gururlu bir adamdır. Kralın hizmetindeyken bacağı sakatlanmasına rağmen çok iyi bir nişancı ve binicidir. Phoebe'yi korumak onun için zor bir görev olmadığını düşünürken, Phoebe kaçırılır. 
Kaçırılma olayı, entrikalar ve ortaya çıkan sırlar. Trevillion, bu gizemi çözmeye çalışırken hayatı da riske girer. Ayrıca Phoebe, gardiyan olarak gördüğü Trevillion'un aslında sevgi dolu ve nazik bir adam olduğunu anlamaya başlar. 
Ve kaçınılmaz son... Bunca karmaşanın içinde hayallerini bile kuramadıkları aşk kapılarını çalar. 

Öncelikle hem Phoebe hem de Trevillion beni şaşırttı. Güzel anlamda tabii. İkisini de çok sevdim. Diyaloglar çok eğlenceliydi. Zaman zaman da duygusal. Aralarındaki uyumu da çok sevdim. 

Elizabethciğim kalemini yine konuşturmuş. Eğlenceli, duygusal, gizemli, entrikalı, biraz aksiyonlu, bol aşklı ve tutkulu... Ben çok sevdim ve yeni karakteri merak ettim. 
Sırada uzun zaman merak ettiğimiz Asi var. Çeviriden okumaya devam edeceğiz artık. 

ALINTI
"O benim arkadaşım, senin değil, Maximus. Arkadaşlarımın olmasına hakkım var. Koşmaya, ayağımın takılmasına ve hatta düşmeye hakkım var, üstelik bütün bunları her hareketim önceden belirlenmeden, planlan­ madan ... ve engellenmeden yapmaya hakkım var. Y aşamaya hakkım var benim."

"Asıl ben, beni baştan çıkarmandan bıktım."
"Artık seni baştan çıkarmıyorum," diye mırıldandı Phoebe, ıslak dudaklarıyla onun dudaklarını okşayarak.
Genç kadının altdudağını, onu cezalandırmak istercesine hafifçe dişledi.
"Çıkarmıyor musun?"
"Hayır," diye fısıldadı Phoebe. "Sen bana teslim oldun."

"Trevillion o anda kayboldu. Kaybolmuştu. Körlük böyle bir şeydi işte: koskocaman bir boşluk. İnsan körken sesleri duyabilir, yakınında olan biteni hissedebilirdi ama görmüyorsa, dokunmadan yapabileceği ne vardı ki?
Körlük aynı zamanda koskocaman bir yalnızlıktı."

"Belki de yaşamak için insanın arada bir tökezlemesi ve düşmesi gerekiyordu."


"Sen," dedi genç kadın onun yüzünü ellerinin arasına ala­rak, "sevgi dolu bir babaya ve kız kardeşe, taparcasına sevdi­ğim bir yeğene ve tam da gerektiği kadar hizmetçiye sahipsin.
Altın yaldızlara gelince... benim için büyük israf olurdu, değil mi? Ben bozkırlara, okyanustan esen rüzgara ve atlara sahip olmayı tercih ederim. Ve sana, Bay Trevillion. Seninle tek bir gün için bile dünyadaki bütün altın yaldızlı sarayları feda et­meye hazırım."

"Bazen sizi gerçekten hiç sevmiyorum, Yüzbaşı Trevillion."
"Bunun yalnızca bazen olmasından büyük bir memnuniyet duymaktayım, Leydim."

"Bazı zamanlar tartışmaktan zevk aldığınızı düşünüyorum, Leydim."
Phoebe dudaklarını büzdü. "Aslına bakarsanız, herkesle tartışmaktan zevk aldığımı söyleyemem, Yüzbaşı Trevillion. Bildiğiniz gibi, durumunuz çok özel."

"Yüzbaşı Trevillion güneş olduğunu söylemesine rağmen her yer kapkaranlıktı.
Phoebe bunun günün birinde olmasını bekliyordu.
Elbette bekliyordu. Görüşü yıllar içinde gitgide kötüleşmişti. Sadece yarım akıllı biri bunun sonunun ne olacağını bilmezdi.
Ancak... aklının olsn biteni algılaması başka bir şeydi, kalbinin kabullenmesi ise bambaşka bir şey. Kalbi ne kadar da saftı. Belli ki bugüne dek hâlâ bir mucizenin gerçekleşebileceğine dair umudu vardı."

"Sanırım zamanla, biraz pratik yaptıkça bunu geliştirebilirim. Aslında eminim. Sonuçta her şey pratik yapa yapa gelişir, sizce de öyle değil mi? İşin aslı şu ki bir dahaki sefere bu konuda biraz daha yardım alabilirsem..."
"Sizi öpmeyeceğim," dedi Trevillion, ölüm cezasını onayan bir hakimin korkunç kesinliğiyle.

"Beni engelleyen şey körlüğüm değil, körlüğüm yüzünden hayatımı yaşayamayacağımı söyleyen herkestir. Sendeleyecek olursam, bir şeylere çarpıp düşersem ve kendimi yaralarsam bunun sebebi, yapabiliyor olmam ve istediğim içindir, Maximus. Çünkü özgürlüğüm olmaksızın ben renksiz ve zincire vurulmuş bir varlıktan başka bir şey değilim ve ben artık öyle bir kadın olmak istemiyorum. Olmayacağım, Maximus."

"Ama sana daha yakından bakan bazı kimseler başka şeyleri de görürler. Her gün zorluklarla karşılaşan ve ona rağmen gülümseyen bir kadını. İçinde barındırdığı gücü, azmi ve dayanıklılığı görüp de hayrete düşerler, Leydim. Hayrete düşerler, evet."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kahramanlar Düştüğünde (Anti Kahramanların Aşk Düeti #1)

GIANA DARLING Anti Kahramanların Aşk Düeti Serisi #1 (Ant-Heroes in Love #1)  When Heroes Fall Lapis Yayınları 350 Syf 3,5 Herke...