ELISE KOVA
Altın Muhafızlar #2
The Prince's Rogue
Yabancı Yayınları
192 Syf
4/5
Herkese merhaba.
Altın Muhafızlar Serisi'nin ikinci kitabı Prensin Kılıcı ile geldim.
Şimdi sıra Altın Muhafızlar'ın kurucusu çapkınlığı ile ün salmış yaramaz Prens Baldair'de.
Baldair, Solaris İmparatorluğu'nun kaderini belirleyecek savaşa katılmak üzere. Birliğine önderlik edecek ama geçmişte yaşadığı cinayetten dolayı hayaletler peşini bırakmamakta. Kafa dağıtmak istediği bir gece kılıç ustası gizemli bir kadınla karşılaşır. Ve onun peşinden gider. O kadını Altın Muhafızlar Birliği'ne katmak ister.
Raylynn, annesi gibi paralı asker. Herşeyi ondan öğrenmiş. Düellolara katılıp hayatını kazanıyor. Ayrıca annesinin katilini ve onun kılıcını bulmaya çalışıyor. Katil hala hayatta ve dışarıda. İntikamını almak zorunda. Bundan dolayı Prens'e ayıracak vakti yok.
İkili bir anlaşma yapar ve maceralı bir yolcuğuna çıkar.
Prensin Kılıcı'nı genel olarak beğendim. Hatta daha da olsa okurdum sıkılmadan.
İkilinin dinamiklerine bayıldım. Gizemli Raylynn sevdim. Ayrıca Baldair'in büyüyüp olgunlaşmasını izlemek güzeldi. Bu arada aşktan uzak duran çapkın prensimiz meğerse ne kadar romantikmiş.
Bir amaç uğruna yaşanan aksiyonun içerisinde çok tatlı bir romantizm vardı.
Son olarak Prensin Kılıcı'nda, Prens Baldair ile kader yollarının kesiştiği Raylynn ile yeni bir maceraya doğru yoluna devam etmesini ve geçmişteki sır perdesinin aralanmaya başlamasını okuyoruz.
ALINTI
"Birliğime katılmak için, kılıcını yenmeyi bir ömür bekleyemem. Ama sadakatimi elde eden kadının sadakatini kazanmak için farklı bir şekilde savaşabilirim."
"Onu sevimli bir oğlanla bulmayı beklemiyordum," diye devam etti Sophie, Baldair'in huzursuzluğundan bihaber.
Bu fikrin komikliği karşısında Prens'in göğsünün derinliklerinden bir kahkaha koptu. "Benim sevimli olduğumu mu düşünüyorsun?"
Şimdi kahkaha atma sırası kadındaydı. "Henüz çok yumuşaksın. Azmin savaşta test edilmemiş. Bir savaşçı, daha önce öldürmüş birini gözünden tanır, sayamayacağı kadar çok kişiyle öldürmüş birini de öyle."
"Kadın kesinlikle büyüleyiciydi. Ama aşk mı? Bu hiçbir suretle boyun eğmediği bir duyguydu. Kazanılacak pek çok deneyim, tanışılacak çok fazla insan vardı. Aşk, kısıtlanmak ve geleceğini dünyadaki diğer insanlardan- özellikle kadınlardan- öğrenilecek onca şeyden mahrum bırakmak anlamına geliyordu."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder