31 Mart 2025 Pazartesi

Mart Ayında Okuduklarım



Herkese merhaba. Bayramınız kutlu olsun. Umarı Nisan ayında güzel haberler alırız. Ve tabii ki bol kitaplı bir ay olur.
Mart ayında sekiz kitap ve sekiz Sherlock Holmes hikayesi okudum.

1)
4/5


2)
5/5


3)

4/5


4)
4/5


5)
3/5


6)

4/5


7)
3,5/5


8)










4/5


Ve son olarak  Sherlock Holmes

28 Mart 2025 Cuma

Sherlock Holmes (8 Hikâye)




Herkese merhaba. Sherlock Holmes külliyatına sekiz hikaye ile devam ediyorum.

BOHEMYA'DA SKANDAL
Watson artık evli bir adamdır. Ve özel hekim olarak mesleğine geri dönmüştür. Bir gece bir hastanın evinden dönerken yolu Barker Sokağı'na düşer. Sherlock Holmes'a ziyarette bulunmaya karar verir. Gider gitmez Holmes, ona gelen isimsiz, imzasız notu gösterir. Notta, gece Soylu bir aileden bir beyefendinin bir şey danışmak için ona geleceğinden bahsedilmektedir. 
Saat sekiz olduğunda iri yarı maskeli bir adam gelir. Bohemyalı olduğunu söyler. 
Irene Norton adında bir kadından bir fotoğraf alınması gerekiyor. Krallığın geleceği için çok önemli. 
Holmes oyunu kurar ve hiç beklemediği bir sonuçla karşılaşır. 
Bohemya'da Skandal, Sherlock Holmes'un kadın zekasına yenildiğinin hikâyesi. 
Çok beğendim. 

ALINTI
"Duygular, özellikle aşk onun soğuk, titiz ve harikulade dengeli zekâsına bütünüyle ters düşen kavramlardır. Bana göre Holmes, yeryüzüne gelmiş en mükemmel akıl yürütme ve gözlemleme makinesiydi ancak aşk konusunda kendisini her zaman yalnış yerde bulacaktı."

BİR KİMLİK VAKASI
Bu sefer Sherlock Holmes'un kapısını Bayan Mary Sutherland çalıyor. Mary, evlenmek için kiliseye zamanla farklı bir araba ile gider. Kilise önüne gelindiğinde damadın arabada olmadığını görür. Şoför dahil herkes bu duruma çok şaşırır. Damandan ne haber ne iz vardır. Mary bu yüzden Holmes'dan yardın ister. 
Kısa ama ilginç bir son ve hikaye idi. 

ALINTI
"Hayat, insan aklının keşfedebileceği düşüncelerden çok daha gariptir. Gerçekte sıradan denilen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemeyiz. Eğer şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp aşağıda olan garipliklere, sıra dışı tesadüflere, planlara, niyetlere ve nesilden nesle akıp giden olaylar zincirine bakabilseydik, doğası gereği sıradan ve önceden tahmin edilebilir olan insan ürünü eserlerinin hepsi, gereksiz ve donuk bir hal alırdı."

KIZIL SAÇLILAR KULÜBÜ
Dr Watson Sherlock Holmes'u ziyarete gittiğinde evde kızıl saçlı, iri yarı erkek bir müşterisi vardır. Bay Jabez Wilson. Holmes ikiliyi tanıştırdıktan sonra, Bay Wilson'un başından geçenleri bir de Dr Watson'a anlatmasını ister. Bay Wilson bir rehineci. Bir gün yardımcısı bir gazete ilanı ile gelir. Kızıl Saçlılar Kulübü'ne bir çalışan aranmaktadır. Bay Wilson'da kızıl saçlıdır, yardımcısının desteği ile işe başvurur. İle de alınır. Sekiz hafta çalışır. O gün işe gittiğinde kapı duvardır. İşyeri kapanmıştır. Bazı şeylerden şüphelenir. O yüzden de Holmes'dan yardım istemeye gelmiştir. 
Çok değişikti açıkçası. Böyle bir son beklemezdim. 

ALINTI
"Genelde," dedi Holmes, "bir şey ne kadar garip görünüyorsa, o denli az gizemli olduğu ortaya koyar. Tıpkı sıradan bir yüzü betimlemesinin çok zor olduğu gibi, asıl akıl karıştıran da sıradan, genel suçlardır. Ama bu meselede daha hızlı davranmalıyım."

BOSCOMBE VADİSİ'NİN ESRARI
Dr Watson, Sherlock Holmes'dan bir telgraf alır. Boscombe Vadisi'ne bir vakayı çözmek için onunla gelmesini ister. 
Bu seferki vakamız, Boscombe Vadisi'nde yer alan Herefordshire Çiftliği'nin sahibi McCarthy'nin kaybıyla ilgili. Boscombe Gölü'ne gider ve bir daha haber alınamaz. Bir süre oğlu yaranlanmış şekilde bulur ve hemen yanında ölür. Tim ipuçları katil olarak oğlunu gösterir. İnanmayanlardan biri Holmes'dan yardım ister. 
Holmes yine şaşırtıcı yöntemleriyle vakayı çözmeyi başarıyor. Hiç beklenmedik bir sonla... 

ALINTI
"Bütün ipuçları tek bir kişiyi işaret ediyor."
"İpuçları işin içine girince ben çok dikkatli davranırım," diye cevap verdi Holmes . "Başlangıçta doğrudan tek bir şeye işaret ediyormuş gibi görünüyor olabilirler ama olaya başka açıdan baktığınızda, bu sefer de tamamen farklı bir şeye işaret ettiklerini görebilirsiniz."

BEŞ PORTAKAL ÇEKİRDEĞİ (Beş Portakal Çiçeği) 
Bu sefer Sherlock Holmes'un kapısını genç bir adam çalar. Hayatındaki ilginç olayı anlatmaya başlar. John Openshaw'un amcası bir mektup alır. İçinden beş adet portakal çekirdeği çıkar. Bir de sadece K. K. K yazılıdır. Amcası zarfı aldıktan yedi hafta sonu ölür. Polis ölümünde şüpheli hiçbir şey bulamaz. Amcasının vasiyeti üzerine tüm mirası John'un babasına kalır. Ona da aynı mektup gelir ve babası da üç dört gün sonra ölür. Yine polis cinayete dair bir ipucu bulamaz. Şimdi miras John'da. Mirasın ona geçmesinden yaklaşık üç yıl sonra aynı mektubu o da alır. Durumdan çok endişelidir. Holmes'dan yardım istemeye gelmiştir. 
Benim için beklenmedik bir sondu. Severek okuduğum hikayelerden biri oldu. 

ALINTI
"Sıradan bir hikâye değil benimkisi."
"Hiçbiri değildir. Ben başvurulacak son adresim."

"Mantıklı bir adama tek bir gerçek yeterlidir. Bu gerçekten, tüm olaylar zinciriyle birlikte gelecekte meydana gelebilecek sonuçları da çıkarılabilir."

"Bir insan, beynindeki odaları kullanabileceği eşyalarla döşemeli ve geri kalanları da istediği zaman çıkarıp kullanabileceği bir yere, kütüphanesine yerleştirmelidir."

BÜYÜK DUDAKLI ADAM (Tavşan Dudaklı Adam) 
Bir gece Dr Watson'un kapısını eşinin okuldan arkadaşı çalar. Kocasının kokain sorunu olduğunu ve iki gündür eve gelmediğini söyler. Bunun üzerine Watson, afyon tekkesine onu aramaya gider ve onu orada bulmasına bulursak Sherlock Holmes'u da iş üstünde yakalar. Hemen onun peşine düşer. Birlikte vakayı çözmek için Lee'ye doğru yola koyulurlar. Vakamıza gelecek olursak; Bay Neville St. Clair her gün yaptığından farklı olarak kente erken girmişti. Aynı gün Bayan St. Clair'de ürkütücü geldiği bir sokaktan geçerken kocasını bir pencerede görür. Yardım istemektedir. O sırada hemen pencereden kaybolur. Polisler gelir. Bay St. Clair'den hiçbir iz yoktur. 
Değişik bir sondu. Böyle bir son beklemiyordum. 

MAVİ YAKUT
Dr. Watson Noel'den iki sonra Sherlock Holmes'un yeni yılını kutlamak için onu ziyarete gider. Holmes'u eski bir şapkayı incelerken bulur. Şapka odacı Peterson'dan gelmiştir. Bir gün elinde bir kaz olan adama saldırıken şahit olur. Ona yardımcı olmak ister. Adam kaçarken hem sapkasını hem de kazı bırakır. Sahibini bulabilmek için Holmes'a getir. Watson ile Holmes bunu konuşurken odacı gelir ve kazın içinden mavi bir yakut çıktığını söyler. Bu büyük mavi yakut yakın zamanda çalınan yakuttur. Olay daha gizemli bir hal alır. 
Biraz aksiyonlu heyecanlı bir hikâye idi. 

ALINTI
"İtiraf etmeliyim ki, seni takip edemiyorum. Örneğin, bu adamın entelektüel biri olduğunu nasıl anladın?"
Cevap vermek yerine şapkayı başına taktı. Şapka burun kemiğiyle alnının buluştuğu hizaya kadar iniyordu.
"Hacim meselesi," dedi, "bu kadar büyük bir kafanın içinde bir şeyler olmalı."

BENEKLİ KORDON
Şimdiki vakamız Dr Watson'un Barker Sokağı'nda yaşadığı zaman gerçekleşmiştir. 
Çok erken saatlerde genç bir hanımefendi yardım istemeye gelir. 
Gelen Helen Stoner'dır. Üvey babasıyla yaşamaktadır. Bir kaç yıl önce evlenmek üzere olan ikizi ilginç bir şekilde ölür. Öldüğü gece her gece ıslık sesi duyduğunu söyler. Ölmeden önce de sadece bir kaç kelime edebilir. "Benekli kordon." Ölüm sebebi hiçbir şekilde bulunamaz. 
Bayan Helen'de bu ıslık sesini duymaya başlar. Korkuyla Holmes'dan yardım ister. 
Sevdiğim hikâyelerden biri oldu. İlahi adalet dedirten bir sondu. 

24 Mart 2025 Pazartesi

Kanadı Kırık Kalpler




MARILY PAPPANO

Tallgrass Serisi #2
A Man To Hold On To
Yakamoz Kitap
352
4/5

Herkese merhaba. Tallgrass Serisi'ne ikinci kitap Kanadı Kırık Sevdalar ile devam ediyorum. 

İlk kitapta Therese'i az çok tanımış ve onun durumuna çok üzülmüştük. 

Therese Margarita Kulübü'nün üyelerinden, ilk kitaptaki Cary'nin en yakın arkadaşı ve onun gibi öğretmen. 
Therese'nin hayalleri vardı. Paul'un çocukları ve günün birinde kendi çocukları ile kocaman mutlu bir aile olmak.. Öyle olmuyor. Binbaşı olan eşi Paul'u savaşta kaybediyor. Ve ona verdiği sözden dolayı onu hiç sevmeyen iki üvey çocuğuna bakmaya devam ediyor. Ergen aksi mi aksi Abby ve küçüğü Jacob. Therese, son haddine gelmiş durumda. Çocuklar hakkında bir karar vermek zorunda. Ya yeni bir başlangıç yapacak ya da mutsuz hayatına devam edecek. 
Ayrıca bir gizemi çözmek için kasabaya gelen Çavuş Keegan Logan ile Therese içinde saklı tuttuğu umudu gün yüzüne çıkacak hem de kaybettiği eşinin sadakatini sorgulamasına neden olacak bazı sırlar öğrenecek. 

Ahh o çocuklar yok mu o çocuklar... Onları evden kovmamak elde değil. Özelliklede Abby'i. Therese çok sabırlı ve çok güçlü bir kadın. Eşinin acısıyla birlikte üvey çocuklarıyla uğraşmak zorlayıcı. 
Keegan'a gelecek olursak oldukça iyi bir adam. Tam Therese göre, onun kıymetini bilecek biri. İkilinin etkileşimi çok güzeldi. Tatlı, çekingen ve gerçekçi... Ve üç çocuk da eklenince çok güzel bir aile görüntüsü. Hep birlikte oldukları sahneler hem sevimli hem de duygusaldı. 
Ben keyifle okudum. İlk kitaptan daha çok sevdim. Ayrıca üçüncü kitaptaki karakterlerin hikayelerine giriş yapıyoruz. Jessy ve Dalton. Umut Dolu Yarınları'da en yakın zamanda okuyacağım. 

Dipnot: Seri bilgisi için seri

ALINTI

"Ah, tatlım, çok fazla vaktimiz var. Hayatımızın geri kalanı boyunca. Sadece sen, ben ve üç küçük canavar."
"Sonrasında hep mutlu mu olacağız?"
"Kesinlikle." 
Bu açıklamanın çok içten olduğunu düşündü Keegan, Therese kendisine mutlu bir bakış atana kadar. 
"Mariah'nın masallarını okuyorsun, değil mi?" 
Keegan ona sıkıca sarılıp cevap verdi: "Benim masallara ihti­yacım yok sevgilim; sen varsın."

"Küçük şeyler satın alınabilir, ödünç alınabilir, takas edilebilir ya da satılabilirdi. Gerçek dilekler daha nadir, daha de­ğerli ve daha uzun süreli olurdu... ya da çok da uzun süreli ol­mayabilirdi."

"Binbaşının da karısını aldatan her pislik gibi olduğunu düşünmüştü: sadakatsizliğinin sonuçlarını görmezden gelen biri olduğunu. 
Ölü. Kızını yok saymak için bundan daha iyi bir sebep olabilir miydi?"

"Therese Matheson güçlü bir kadındı. Bazı kadınlar, eşleri göreve gittiğinde bu gücün farkına varırlardı ama Keegan, Therese'nin kendi gücünün farkına, eşiyle tanışmadan çok çok önce vardığını düşünüyordu."

"Bir adamla ilgilenip ona aşık olabilirdi. Bir yanı bunu çok istiyordu. Ama diğer yanı başka bir adamı sevmeye katlanıp katlanamayacağını merak ediyordu çünkü Paul ile öğrendiği gibi, sevmek, kaybetme riskini de beraberinde getiriyordu. Bunu bir kez daha kaldıramayacağını düşünüyordu."

"Bir zamanlar huzur­suzluk ona çok uzak bir duyguydu; sadece okuldaki sınavlar için gerilir, bir arkadaşıyla tartıştığı için pişman olur, üniversitedeki erkek arkadaşı başka biriyle görüşürse diye korkardı. Ama artık bu çok sıradan bir duyguydu. Sinirleri çok gergindi. Mide kasın­tısı. Kararsızlık. Korku."

"Zavallı kadın. Therese Matheson'ın, Keegan'ın aklına getir­diği ilk düşünce bu değildi halbuki. Güzel. Seviyeli. Yaslı ama hayata tutunan. Güçlü duran. Eşinin önceki, ilişkisinden olan çocukları yetiştiren."

"Umut olmadan hayatın bir anlamı yok."

"Ne olursa olsun. Denemekte fayda var."

"Hepimizin, prenses olduğumuzu düşünecek birilerine ihtiya­cımız var."

21 Mart 2025 Cuma

Aşk Tuzağı




LINDA HOWARD

Veil of Night
Martı Yayınları
388 Syf

3,5/5


Herkese merhaba. 

Jacly Wilde, Atlanta bölgesinde annesi ile birlikte çalıştıkları Premier adında bir organizasyon şirketleri vardır. Jacly'i yoğun bir hafta beklemektedir. Ayrıca bu yoğunluğun arasında zorlayıcı bir gelinle uğraşmak zorundadır. Carrie hiçbir şekilde yapılanları beğenmiyor, düğüne az bir süre kalmasına rağmen sıfırdan yapılmasını istiyor. 
Jacly ile Carrie tartışır. Hatta Carrie Jacly'e tokat atar ve onu işten kovar. Jacly orayı terk eder. O günün sonunda kapısına polisler gelir. Polislerden biri Dedektif Eric Wilder. Eric yabancı değildir. Onunla yolları kesişmiş ve tutkulu saatler geçirmiştir 
Eric'ten Carrie'nin öldürüldüğünü öğrenir. Onu en son gören Jacly'dir ve aralarında tartışma çıktığı için bir numaralı şüpheli durumundadır. 
İkilinin ilişkisi yavaş yavaş aşka dönüşmeye başlar. Katil de yeni hedefine doğru yaklaşmaktadır. 

Kitabın büyük bir kısmı düğün organizasyoncusunun neler yaptığı ile ilgiliydi. (Gerçekten sıkı bir çalışma istiyor) Bu bölümleri eğlenceliydi ve mizah içeriyordu ama yine de Eric ile Jacly'i daha fazla yan yana görmek isterdim. Aralarında kimya muhteşemdi. 
Polisiye yönüne gelirsek tabii ki vasattı. Gizem, gerilim yoktu. Kimin katil olduğunu hemen anlaşılıyor. Ama işte Linda Howard'ın kalemi okutturuyor. Keyif aldırıyor. 
Aşk Tuzağı, yazarın okuduğum kitaplarının içerisinde en iyilerinden biri değil ama eğlenceli, hoş bir kitaptı. 

Dipnot: En sevdiğim kitabı O Gecenin Ardından

CIA SPIES SERİSİ
1) Kill and Tell
2) Gözler Yalan Söylediğinde
3) Kiss Me While I Sleep

BLAIR MALLORY
1) Ölümcül Hata
2) Drop Dead Gorgeous

BAĞIMSIZ KİTAPLARI
* Aşk Tuzağı
* Av Mevsimi
* Hep Seni Bekledim
* Kara Melek
* O Gecenin Ardından
* Yakın ve Tehlikeli
* Zamansız Fırtına


ALINTI

"Hukuk kurallarına biraz aşina olan kişi, işlediği birinci dereceden cinayeti kasıt yokmuş gibi gösterebilirdi ve ayrıca rt katil genellikle işlediği cinayetin derecesini az göstermeye çalışmaktan çok, işlememiş gibi göstermeyi tercih eder."

"Jaclyn gerçek anlamda aşık olmazdı çünkü aşk demek körlemesine bir atlayış, bir başkasına güvenmek ve ona önem vermek demekti. Oysa Jaclyn şu ana kadar duygusal risklere girme konusunda son derece temkinliydi."

"Rozetinin üstüne bahse girerdi ki, eğer bu dört kadından biri cinayet işlemeye karar verirse, cinayet önceden iyice etüt edilmiş, tasarlanmış ve titizlikle uygulamaya konmuş olurdu. Hiçbir ayrıntı şansa bırakılmaz, hiçbir eylem fevri yapılmaz, geride tek bir ipucu bırakılmazdı. Muhtemelen yaptıkları da yanlarına kâr kalırdı."


19 Mart 2025 Çarşamba

Hiç Bitmeyen Masal

 



STEPHANIE GARBER

Once Upon a Broker Heart #2

The Ballad of Never After

Dex Kitap

328 Syf

4/5


Herkese merhaba. Seriye ikinci kitap Hiç Bitmeyen Masal ile devam ediyorum. 

Kısa bir hatırlatma yapmak gerekirsek; Evangeline Fox, babasının antika dükkanında sonsuz mutlulukla biten peri masallarıyla büyümüştür. Öldürücü öpücüğü ile meşhur Kupa Prensi'nden yardım ister ve hayatı bir anda değişir. Bu arada Kupa Prensi bir kader tanrısıdır. 

Evangeline şimdi masallarıyla büyüdüğü Efsanevi Kuzey ülkesinde. İlk kitap heyecanla bitmişti. İkinci kitapla da heyecan ve sihirler devam etmekte. 

Hiç Bitmeyen Masal'da da şaşırtıcı olaylarla karşılaşıyoruz. Ve beklenmeyen bir sonla bitiyoruz kitabı. Okuma listem olmasa hemen son kitaba başlardım. O kadar çok merak ediyorum. 

Jacks yine muhteşem. Yaptığı fedakârlık ise unutulmaz. Kızımız Evangeline ise hâlâ kime güveneceğini bilemiyor. Peri masallarına inanmaya devam yani. Bu arada bir şeyin farkına varmasına çok sevindim. 

Ayrıca bahsi geçen Tilki Okçu masalının sonunu öğreniyoruz. Hiç beklediğimiz gibi değil. 

Hiç Bitmeyen Masal, yeni düşmanlarla, eski dostlarla ve sihirlerle dolu bir macera. Evangeline ne zamana kadar kalbinin sesine güvenebilecek? 

Seri yorumları zorlu oluyor. Spoiler olmaması için neler olduğunu anlatamadım. 

Son olarak ilk kitaptan çok daha güzeldi. 

Dipnot: İlk Caraval Serisi'ni okumak daha iyi galiba. Lanetli aşkı merak ettim. 


ALINTI

"Bu telafi edebileceğin küçük bir hata değil. Bunu yaparsan, Zaman senden eşit değerli bir şey alacaktır"

Kader tanrısı kraliçeye, bütün lanetlerden daha gaddar bir bakış attı. "Benim için bu kadar değerli başka bir şey daha yok."

***********************************************************************************

"Acı bir çığlık, geceyi bıçak gibi deldi. Gökyüzü kanadı ve yıldızlar yerine karanlık aktı bağrından. O karanlık Muhteşem Kuzey'in tüm ışığını yok etti."

***********************************************************************************

"Burası, lanetlerin ya da canavarların olmadığı bir peri masalının büyüsü. Ama dışarıda lanetler ve canavarlar hala var."

***********************************************************************************

"Eskiden aşkı ev gibi düşünürdü. Bir kez inşa edildi mi, insan sonsuza dek orada yaşamak zorundaydı. Oysa şimdi aşkın sürekli yeni düşmanların ortaya çıktığı ve bitmeyen çatışmaların yaşandığı bir savaşa benzeyip benzemediğini düşünüyordu. Aşkta kazanmak, bir savaşta başarı elde etmekten çok, mücadeleye devam etmekle, sevdiğiniz kişiyi uğrunda tekrar tekrar ölmeye razı olduğunuz kişi olarak seçmekle ilgiliydi."

***********************************************************************************

"İnsanlar gençliklerini korumak için öldürürler."

***********************************************************************************

"Evangeline, Muhteşem Kuzey'e aşkı aramaya gelmişti. Ama belki de yalnız kalmak, bağlarından kurtulmak istemiyordu. Gittiğini kimse bilmeden ortadan kaybolabileceği biri olmak istemiyordu. Birisi için önemli olmak istiyordu. Kalbi durmuşsa, bunu başka birinin hissetmesini istiyordu; şimdi başını göğsüne yaslarken Jacks'in kalbini hissedebildiği gibi."

***********************************************************************************

"Bence herkes için mutlu bir son vardır. Ancak bu sonların her zaman bir kitabın son sayfasını takip ettiğini ya da herkesin sonsuza dek mutlu sonunu bulmasının kesin olduğunu düşünmüyorum. Mutlu sonlar elde edilebilir ama onları elde etmek zordur. Mutlu sonlar, geceden kaçmak isteyen rüyalardır. Onlar kanatlı hazinelerdir. Sürekli peşine düşülmesi gereken delişmen, vahşi, pervasız şeylerdir, yoksa mutlaka kaçıp giderler."



18 Mart 2025 Salı

Parma Manastırı




STENDHAL

La Chartreuse De Parme
İlk yayın tarihi 1839
576 Syf
3/5


Herkese merhaba. 

Parma Manastırı, Stendhal'in yaklaşık iki ayda yazdığı ve Balzac'ın dönemin en müthiş Fransız romanı olarak nitelendirdiği hatta üç kez okuduğu eserde aristokrat del Dongo ailesinin ikinci oğlu Fabrizio'nun hikâyesi anlatılmaktadır. 
Fabrizio, küçüklüğünden itibaren kahramanlık hikâyeleri ile büyümüştür. İdealist bir yapıya sahiptir. 1815 yılında Napolyon'un Elba adasından döndüğünü duyar ve Como Gölü kıyısındaki babasının şatosundan kaçar. Tek isteği hayran olduğu Napolyon ile karşılaşmak ve Waterloo Savaşı'na katılmaktır. Belçika'ya gider ve savaş sırasında bir sürü aksiklerle karşılalır. Cesareti onu zindanlara kadar düşmesine neden olur. 
Savaş sonrası memleketine döner. Ve hain muamelesi görür. Kendisine gizlice aşık olan düşes halasının desteği ile her ne kadar kendisi istemesede kilisede kariyer yapmaya başlar. 
Bu arada kahramanımız tekrardan zindanlara düşer. Ayrıca Clelia adında bir kıza aşık olur. 

Parma Manastırı'nda Fabrizio ile tutkuya, hem aşk hem de Saray entrikalarına, savaşa, aristokrasiye ve en önemlisi siyasî analizlere şahit oluyoruz. 

Parma Manastırı, Stendhal'den okuduğum ikinci kitap. İlki Kırmızı Siyah'tı. 
Özellikle ilk bölümlerde kitaba odaklanmada güçlük çektim. Bir türlü hikâyeye giremedim. Sonrasında daha akıcı bir okuma oldu. 
Fabrizio'nun yaşadıkları hem trajikomik hem de üzücü geldi. 
Stendhal'i eleştirmek haddime değil biliyorum ama benim için ortalama bir okuma oldu maalesef. 


ALINTI

"Bu bi­limin de gerçek bir yanı olabilir miydi acaba? Neden öbür bilim dallarından ayrı olsundu? Örneğin, belli sayıda salakla cin fikirli insan, Meksikaca bildikleri konusunda anlaşmaya varırlar; bu nitelikleriyle onlara saygı duyan toplumlar ile ceplerine para koyan hükümetlere kendilerini benimsetirler. Özellikle de akılsız oldukları ve işbaşındaki iktidar, halkları ayağa kaldırmalarından, iyilik duygularına yaslanarak tum­turaklı sözler etmelerinden korkmadığı için ihsanlara boğu­lurlar!"

"xıx. yüzyılın gönlünü kaptırdığı özgürlük özlemi, bü­yük kitleleri mutlu etme modası ve saplantısı, ona göre, di­ğer bütün düşünceler gibi geçip gidecek bir sapkınlıktı, ama tıpkı bir ülkeye bulaşan vebanın yığınla insanın canını al­ması gibi, pek çok ruhu öldürdükten sonra geçecekti."

"Çobanyıldızı okşarken gözlerimizi Yarına tutkun, süzerim gökleri O göklere yazmıştır, parlayan notalarla Tanrı Bütün canlıların yazgısını ve alınyazısını Çünkü o göklerin derinliklerinden bakar da bir insana Bazen acır, yol gösterir ona Kendinden abece'li yıldızlarla Yaşam söyler önceden bize olacakları, iyi olanıda kötü olanıda Ama toprağa ve ölüme yazgılı insanlar Küçümserler o yazıyı, okumazlar da."

"TO THE HAPPY FEW

"Hayır, hiçbir zaman göremeyeceksiniz değiştiğimi
Bana sevmeyi öğretmiş güzel gözler."

"Ne büyüktü mutluluğum, halk beni mutsuz sanırken ve şimdi yazgım değişti birden!"

"İnsan suçsuzluğundan eminken yargılan­maya yanaşmazsa büyük korkaklık etmiş olur."

"İyi ama," diyordu zaman zaman kendine, "insanların aşk adını verdikleri o her şeyi bastıran tutkulu kaygıya hiç yatkın olmayışım garip değil mi? Novara ya da Napoli'de karşıma çıkan ilişkilerde, varlığı bana güzel bir ata binmekten daha çekici gelecek bir kadına rastladım mı hiç? Şu aşk dedikleri yalan mı acaba?" diye ekliyordu. "Saat altıda karnımın acıkmasını nasıl seviyorsam öyle seviyorum kadınları da. Şu yalancıların, Othello'nun, Tancredi'nin aşkı dedikleri şey, bu bayağı eğilim olmasın? Yoksa benim yapım öbür erkeklerinkine benzemiyor mu? Neden gönlüm tutkudan yoksun olsun? Böylesi, garip bir yazgı olurdu doğrusu?"

"Söz konusu din, insanların alışılmadık şeyler düşünme cesaretini yok eder, başta da insanın kendi kendisini sorgulamasını, en büyük günah sayıp yasaklar; bu da, Protestanlık'a doğru atılmış bir adımdır."

15 Mart 2025 Cumartesi

Kitaplığıma Yeni Eklenen Kitaplar


Herkese merhaba. 
Buraya eklemeye unuttuğum yeni kitaplarım ile geldim. Toplam sekiz kitap. Şimdi hepsine tek tek bakalım. 



KAHRAMANLAR YÜKSELDİĞİNDE

İlk kitap Kahramanlar Yükseldiğinde. Serinin birinci kitabı yaklaşık 2,5 sene önce doğum günü hediyesi olarak gelmişti. İndirim olunca ikinci kitabı da almak istedim. Bu ay ilk kitap okuma listemde. Yetişirse tabii.



DAISY DARKER

Ne Yaptığını Biliyorum ile yazarın kalemini beğendiğim ama Taş Kağıt Makas ile de biraz hayal kırıklığına uğradığım Alice Feeney'in ülkemizde çıkan son kitabı. En yakın zamanda okunacaklar listesinde.


MAHKUM

Yazarın kalemi ile ben de tanışacağı  sonunda. Çok fazla gündemde olduğunda nedense alıp okumaktan biraz çekiniyorum. Artık zamanı gelmişti.



GİZEMLİ CİNAYET BULMACALAR KULÜBÜ (Köyde Cinayet)

Yayınevinin yeni kitabı. Bu ay çıktı. Göndermek istediklerinde farklı bir kitap geldi ve ben de kabul ettim. Gerçekten farklıydı. Hemen okudum. Yorum linkini aşağıya bırakıyorum.



HAYALİ EVLİLİK GERÇEK AŞK

Rokesbys Serisi'nin ikinci kitabı. İlk kitabı severek okumuştum. Burada bir sitemde bulunmak istiyorum. Yayınevi hem serileri yarım yamalak çıkarıyor hem de çeviri, edisyon çok kötü oluyor. Umarım bu durum düzelir. Ayrıca Bridgerton dizisi berbat.




SENİN PENCERENDEN

Yayınevinin çekilişinden kazandım. İstediğimiz kitabı seçebiliyorduk, bunu seçtim. Henüz okumadım ama seçmez olaydı. Kağıda yazık. 




CADI

Uzun zamandır Türk Edebiyatı Klasiklerinden bir kitap alıp okumuyordum. Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı severek okurum. Cadı da favorim oldu. Yorumu aşağıya bırakıyorum.




















BİR ZANAATLA BEKLENMEDİK KARŞILAŞMA

Stefan Zweig okumayı çok seviyorum. Tüm kitaplarını almaya çalışıyorum. Biraz ara vermiştim. Bu kitapla devam ederim inşallah. 

11 Mart 2025 Salı

Zemberekkuşu'nun Güncesi





HARUKİ MURAKAMİ

Necimaki-dori Kuronikuru
Doğan Kitap
738 Syf
4/5

Herkese merhaba.

Sıradan bir adamın sıradan bir günüyle başlıyor hikâye. Toru Okada. Namıdiğer Zemberekkuşu. Evli ve bir süredir işsiz. Ev işleriyle uğraşıyor. O gün, ilk tanımadığı bir kadından tuhaf bir telefon alıyor. Daha sonra da kedileri Noboru Vataya ortadan kaybolur. Kedinin kaybolmasıyla Toru'nun aile hayatı değişmeye başlar.
Bu değişimle ile birlikte hayatına farklı kişiler girer. 16 yaşındaki Maya Kashara, medyum kardeşler Malta ile Girit Kano, gizemli kadın Muskat Akasaka ve oğlu Tarçın Akasaka. 
Kedinin kaybından bir süre sonra da gazeteci olan eşi Kumiko işe gitmek için evden çıkar ve bir daha dönmez. 
Kumiko'nun gitmesiyle Toru, hiç sevmediği, düşmanı eşinin ağabeyi kötü politikacı Noboru ile görüşmek zorunda kalıyor. 

Bu kitap nasıl desem biraz tuhaftı. Beynim yansada bu tuhaflık hoşuma gitti. Hayal mi gerçek mi ya da rüya mı? Bir yere kadar bilmiyorsunuz. Kuyu "metafor" u ile de zaman kavramını yitiriyorsunuz. Hatta karakterler de o kadar ilginç ki onların gerçekliliğinden bile şüphe ediyorsunuz. Kitabın neredeyse 3'de 2'sini de kim nereye gitti düşüncesiyle geçiyor. 
Bu arada Toru'nun hayatına giren kişilerinin hayatlarına da ortak oluyoruz. Hepsi birbirinden acı ve ilginç. Tek sıkıldığım Teğmen Mamiya'nın İkinci Dünya Savaşı'ndaki yaşadıklarının anlatıldığı bölümler oldu. 

Zemberekkuşu'nun Güncesi, tuhaflığın dışında dağınık bir hikâye. Murakami bu dağınıklığı ustaca toparlayıp (kafamızda bazı soru işaretleri kalsada) bizi sona ulaştırıyor. Bunların dışında yabancılaşma, yalnızlık ve bir bireyin kimlik arayışı temaları yer alıyor. 

Unutmadan kedi döndü mü dersiniz? Ya da eşi? Eşini söylemeyeceğim ama kedinin döndüğünü söyleyebilirim. Yeni ismi Uskumru oluyor.

Sayfa sayısı gözümü korkutmuştu. Okumak için sürekli erteliyordum. Korktuğum gibi değilmiş. Keyifle okudum.
Ayrıca yazardan okuduğum ikinci kitap oldu. Devamı gelecek gibi görünüyor. 

ALINTI

"Buradan çıkabilirim ama kaçamam. İnsan ne denli uzağa giderse gitsin, yine de kaçamayacağı şeyler var."

"Kaçamam, kaçmamalıyım. Nereye gidersem gideyim, bu şey beni, aman vermeden kovalayacaktır. Sonsuza dek."

"Dünyada bilinmemesi daha iyi olan şeyler vardır,"

"Zemberekkuşu, dedi başını kaldırıp ve dosdoğru gözlerimin içine bakarak, yaşım henüz on altı, yaşamı pek iyi bilmiyorum ama bir şeyi kesinlikle söyleyebilirim: eğer ben karamsarsam, karamsar olmayan yetişkinler budala demektir."

"İnsan istediğini hiçbir zaman elde edememeye alışınca, sonunda gerçekten neyi istediğini bile bilmez oluyor."

"Yasa, dedi, ne de olsa dünyasal işlerle ilgilenmek için yapılmıştır. Yin'in Yin olduğu, Yang'ın Yang olduğu, benim ben, ötekinin öteki olduğu bir dünya. Ben benim / O odur / Sonbahar günbatımı. Sense, sen bu dünyadan değilsin. Sen bizimkinden biraz daha yüksek ya da biraz daha alçak aradaki bir dünyadansın."

"Bir insan için bir başka insanı derinliğine tanımak olası mıdır? Birini gerçekten tanımak, hem zaman hem de içtenlikle harcanacak çaba ister, ama gene de özüne ne derece yaklaşılabilir ki?"

"Cesaret ile merak, bilinmeyen bir bahçeye girildiğinde birlikte işler. Kimi zaman merak, gizlenmiş cesareti ortaya çıkarabilir, kışkırtır. Ama bana öyle geliyor ki, merak çabucak yok oluverir de cesaret uzun bir yol almak zorundadır. Merak, birlikte iyi olunan ama güvenilemeyen bir arkadaşa benzer. Seni bir şeyler yapmaya kışkırtabilir de gerektiği zaman savuşup gider. İşte o zaman sen de devam etmek için cesaretini toplamak zorunda kalırsın."

"Kendini yıpratmak, çok daha uzun bir sürecin basit bir dışavurumu."

"Hayaller, âdet görme gibidir: gelince gelir. Kapıda karşılayıp, 'Üzgünüm, şimdi işim var, sonra gelin' diyemezsin."

"Hayal gücü, ölümcül olabilir."


8 Mart 2025 Cumartesi

Gizemli Cinayet Bulmacalar Kulübü (Köyde Cinayet)


                                                             


DR. GARETH MOORE & LAURA JAYNE AYRES

The Murder Mystery Club Puzzle Book: Murder in the Village
Maya Kitap
224 Syf
4/5

Herkese merhaba. Çok değişik bir çalışma ile geldim. 

Rosa Martinez, genç bir gazeteci. Şehir hayatından kaçmak için bir kaç aylığına teyzesi Martha'nın yaşadığı Wobberley Edge köyüne gider. Teyzesinin de aralarında olduğu bir Bulmaca Kulübü vardır. Bu grup The Good Innings'de toplanır. Rosa'da bu kulübe katılır. 
Sessiz ve sakin bir köy olan Wobberley Edge, Rosa'nın gelmesinin ertesi günü bu sessizlik son bulunur. Köyde bir cinayet işlenmiştir. Pazar yerinde bulunan ceset hiçbir köylü tarafından tanınmamaktadır. 
Bulmacalar Kulübü üyeleri kendilerini bir anda cinayet soruşturmasının içinde bulurlar. Her türlü bulmacayı çözebilen bu beşli, acaba gerçek bir katili bulabilirler miydi? 

Öncelikle ben bu beş kafadarı çok sevdim. Cinayeti çözmek için ellerinden geleni yaptılar. Soruşturma sırasında kendileri için faydalı şeyler de öğrendiler. 
Kitabın içeriğine gelecek olursak. Bu kitap bildiğimiz cinayet romanlarına benzemiyor. İçine bulmacalar serpiştirilmiş. Olay örgüsünün içerisinde 70'ten fazla bulmaca var. Bunlarla birlikte çözülmesi gereken bir vaka. Bazı bulmacalar zorlayıcı bazıları ise çok kolay. Ayrıca çözümleri de arkasında bulunmakta. 
Ben hem bulmacaları çözerken hem de Bulmaca Kulübü üyeleri ile cinayet soruşturması yaparken keyif aldım. 
Gizemli Cinayet Bulmaca Kulübü Serisinin ilk kitabı olan Köyde Cinayet, bol bol bulmaca, cinayet, sırlarla dolu bir malikane, skandallar ve gizem içermektedir. 
Benim için farklı bir deneyim oldu.
Hem bulmaca çözmeyi hem de cinayet romanı okumayı sevenlere tavsiyemdir. 

ALINTI

"Tanıdığın düşmanın tanımadığın dosttan iyi olması gibi tanıdığın suç mahalli de her zaman daha iyiydi."





6 Mart 2025 Perşembe

Cadı




HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR

İş Bankası Kültür Yayınları
İlk yayın tarihi 1912
182 Syf
5/5

Herkese merhaba. 
Uzun zamandır Türk Edebiyatı Klasiklerinden okumuyordum. Cadı ile bu hasrete son vermek istedim. 
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum üçüncü eser. İçlerinde Gulyabani'yi severek okumuştum. Cadı, Gülyabani'nin önüne geçti. 

Dul kalan Fiktirye Hanım dayısının evine sığınır. Yengesi de bu durumdan rahatsız olacak ki çöpçetanlığa soyunur. Hatta bunun için bir klavuz kadın ile anlaşır. Klavuz kadının bulduğu taliplerden biri Naşit Neli Efendi'dir. Hali vakti yerinde bir beydir. Tek kusuru ise çocuklarının annesi rahmetli Binnaz Hanım'ın hortlamış olması. "Cadı" olarak bahsedilen Binnaz Hanım, Naşit Neli Efendi'nin eşlerinden birini boğduğu bile söylenir. 
Bu durum Fikriye Hanım tarafından saklanır. Taa ki aile dostlarından biri gelip durumu anlatana kadar. 
Bu olayın gerçek olup olmadığını öğrenmek için talibin eski eşlerinden Şükrüye Hanım'a ziyarete giderler. 
Hikayemizin geri kalanı Şükrüye Hanım'ın yaşadıklarını anlatmasıyla devam eder. 

Çok fazla bir şey söylemeye gerek yok bence. Elimden bırakamadığım, heyecanla okuduğum bir kitap oldu.  

Mutlaka okumalısınız. 


ALINTI

"Efendi, mademki sizin böyle gizli, dehşetli bir derdiniz varmış, niçin evlendiniz? Hiç olmazsa evlenmeden evvel onun müsaadesini almaya, kıskanmamasını sağlamaya uğraşmalıydınız. Günah değil mi? Kanlarınızdan birisi işte bu tedbirsizliklere kurban gitmiş. Beni de mahvediyorsunuz. Çünkü akşamdan sabaha ne felakete uğrayacağım belli değil... O sizi benden kıskanıyormuş! Benim bunda ne kabahatim var... Ben merhumeye Yasin okudum, yaranamadım... Herkes onu cadı, hortlak gibi korkunç adlarla anarken biz, "Aziz Ruh", "Muhterem Hayalet" rütbelerini verdik, yine hoşnut edemedik! Daha ne yapalım?"

"Dünya efsane. Hep masal fakat efsane hakikate mi dönüyor, hakikat efsaneye mi? Mesele bu aralıksız döngünün düğümünü bulmakta... Yoksa hakikat adını verdiğimiz her şey hayalden ibaret midir? Bakın, bugün biz varız. Lakin yokları göremiyoruz; yoklar bizi görüyor. Demek ki hayat bizi uyutmuş, ölüm Binnaz'ı ikaz etmiş."

"Benim yaşadığım şu özel garip hayatımca olan anlayış şeklime göre her "canlı" ahmaktır. Çünkü ahmak olmasa yaşayamaz. Çünkü hayatın bütün geçerli kanun ve kuralları ahmaklık esası üzerine düzenlenmiştir. İnsanların kendilerini ahmaklığın üstünde görerek bu vasfı içlerinden bazılarının aleyhinde kullanmaları ahmaklığın ilk belirtisidir. Sırmalı elbiseye sahip bir çocuğun, pejmürde kıyafetli diğer bir çocuğa kurulması gibi..."

"Hakiki zeka, gurura engeldir. En akıllı olanın bu ayrı­calığı, en akılsızları kendinden küçük ve alay etmeye değer görmesi için bir sebep olamaz. Bütün hükümetlerin kuruluş şekillerine dikkat edin, bu ahmak aldatma esası üzerine kurulmuştur."


1 Mart 2025 Cumartesi

Doyumsuz Zevkler




ELIZABETH HOYT

Maiden Lane Serisi #2
Notorious Pleasures
Pegasus Yayınları
383 Syf
4/5

Herkese merhaba. 
Aslında Doyumsuz Zevkler dün bitti. Mart ayının içerisinde yer alsın istedim.
Bu sene Elizabeth Hoyt'un okumadığım kitaplarını okumayı düşünüyordum. Maiden Lane Serisi'ne de ikinci kitapla devam ediyorum. 

İlk kitapta karşımıza çıkan  kimsesizler yurduna yardım etmeye karar veren Leydi Hero Batten’ı daha yakından tanıyoruz.
Hero, kusursuzluğu ve yardımseverliği ile nam salmış bir leydi. Her zaman sosyetenin kurallarına göre hareket eden biri. Wakefield Dükü olan ağabeyi, Hero gibi kusursuz bir talip ile evlenmesini ister. Mandeville Markisi biraz sıkıcı olsada onun için mükemmel bir nişanlıdır.
Nişanlarının duyurulacağı baloda markisin kötü şöhretli kardeşi Lord Griffin Reading ile uygunsuz bir şekilde tanışır. İkisi de birbirinden pek hoşlanmaz. Griffin için Hero olamayacak kadar fazla mükemmel, Hero için de Griffin fazla cüretkar.
Düğün yaklaştıkça ikisinin ortak noktası olan (farklı sebeplerden de olsa) St. Giles'e gidip gelmeleri ve söz düelloları ateşi yakar. Bu iki zıt karakterin aşkı ne kadar kusursuz olacak?

Öncelikle Doyumsuz Zevkler'i ilk kitaptan daha çok sevdim. Hem karakterleriyle hem eğlenceli diyaloglarıyla hem de tutkusuyla daha iyiydi.
Eksikleri vardı elbet. Ama genel olarak heyecanlı ve keyifli bir hikaye. Ayrıca Elizabeth Hoyt'un Londra'sı hoşuma gidiyor.

Son olarak Silence Hollingbrook'u deli gibi merak ediyorum. Bu kitapta da fazlaca yer verilmiş. Korsanla neler olacak acaba? Nisan ayında artık.

Unutuyordum isimler çok fena... Ve bölüm başlarındaki Kraliçe Kuzgunsaç'ın hikayesi de güzeldi.

Maiden Lane Serisi

1) Şeytani Arzulad
2) DOYUMSUZ ZEVKLER
3) Saklı Şehvet
4) Kalbin Gölgesi
5) İntikam Maskesi
6) Karanlıklar Dükü
7) Kaçak Aşk
8) Cesur Gardiyan
9) Sweetest Scoundrel
10) Duke of Sin
11) Duke of Please
12) Duke of Desire

ALINTI

"Sadece tek gerçek aşk olmasa bile birini gerçekten sevebileceğime inanıyorum. Bence... evet, bence herkes aşık olabilir, gerçek, derin bir aşkla sevebilir ve bir yerlerde bu derin aşka karşılık verecek birisi vardır."

"Haberiniz yok mu? Benim, kimsenin korumasını gerektiren bir itibarım yok, sevgili Leydi Mükemmel. Zırhınızı ve kılıcınızı bir kenara bırakın, parlayan silahlarınızdan kurtulun. Öldürülecek bir ejderha yok etrafta, korunması gereken bir şey olmadığı gibi."

"Hero iç çekme isteğini bastırarak derin bir nefes alıp verdi ve bir heykel olduğunu hayal etti. Bu tür olayları atlatabilmek için başvurduğu küçük bir hileydi bu. O, bir dük kızının sahte fakat mükemmel timsaliydi. Gerçekten de içindeki asıl kadının burada olmasını gerektiren hiçbir şey yoktu."

"Cüret ediyorum," diye mırıldandı adam, "çünkü ben bencil, kalpsiz ve kötü biriyim. Cüret ediyorum çünkü siz sizsiniz ve ben de benim. Cüret ediyorum çünkü cüret etmeden yaşayamazdım. Cüret ediyorum çünkü çok uzun bir süre ekmek ve şarap olmadan, ıssız bir adada yalnızlıktan ölecek bir halde dolaştım ve diz sevgili Leydi Mükemmel, sanki bana gönderilmiş bir talih kuşu gibisiniz."

"Thomas'la bir yıla kalmaz sıkıntıdan ölürsün. Eğer benim karakterime benzeyen bir hanım bulsam, birkaç ay içinde birbirimizi parçalardık. Ama sen ve ben, ekmek ve yağ gibiyiz." Hero homurdandı. "Çok romantik." "Sus." dedi Griffin, sesinin ciddi çıkmasını sağlamaya ve gülmesini bastırmaya çalıştı. "Ekmek ve yağ gibi," dediği sırada Hero'nun çenesini okşadı. "Ekmek yağ için istikararı ve gücü sağlar, yağ ise ekmeğe lezzet verir. Bir arada mükemmeldirler."

"Bugüne kadar hiçbir kadın için böyle hisler beslemedim. Bir daha da besleyeceğimi de sanmıyorum. Anlamıyor musun? Bu insanın başına ömrü boyunca sadece bir kez gelen bir şeydir. Parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin verirsen, ikimizde kayboluruz. Sonsuza dek."

"Seni seviyorum ve tüm kalbimle senin de beni sevdiğine inanıyorum. Bunu bana neden söylemiyorsun, Hero?"

Akıl ve Cinayet

TIRZAH PRICE Jane Austen Murder Mystery #2 Sense & Second - Degree Murder  Go Kitap 384 5/5 "Suç sizi ele verir. Yöntem...