HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR
İş Bankası Kültür Yayınları
İlk yayın tarihi 1912
182 Syf
5/5
Herkese merhaba.
Uzun zamandır Türk Edebiyatı Klasiklerinden okumuyordum. Cadı ile bu hasrete son vermek istedim.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okuduğum üçüncü eser. İçlerinde Gulyabani'yi severek okumuştum. Cadı, Gülyabani'nin önüne geçti.
Dul kalan Fiktirye Hanım dayısının evine sığınır. Yengesi de bu durumdan rahatsız olacak ki çöpçetanlığa soyunur. Hatta bunun için bir klavuz kadın ile anlaşır. Klavuz kadının bulduğu taliplerden biri Naşit Neli Efendi'dir. Hali vakti yerinde bir beydir. Tek kusuru ise çocuklarının annesi rahmetli Binnaz Hanım'ın hortlamış olması. "Cadı" olarak bahsedilen Binnaz Hanım, Naşit Neli Efendi'nin eşlerinden birini boğduğu bile söylenir.
Bu durum Fikriye Hanım tarafından saklanır. Taa ki aile dostlarından biri gelip durumu anlatana kadar.
Bu olayın gerçek olup olmadığını öğrenmek için talibin eski eşlerinden Şükrüye Hanım'a ziyarete giderler.
Hikayemizin geri kalanı Şükrüye Hanım'ın yaşadıklarını anlatmasıyla devam eder.
Çok fazla bir şey söylemeye gerek yok bence. Elimden bırakamadığım, heyecanla okuduğum bir kitap oldu.
Mutlaka okumalısınız.
ALINTI
"Efendi, mademki sizin böyle gizli, dehşetli bir derdiniz varmış, niçin evlendiniz? Hiç olmazsa evlenmeden evvel onun müsaadesini almaya, kıskanmamasını sağlamaya uğraşmalıydınız. Günah değil mi? Kanlarınızdan birisi işte bu tedbirsizliklere kurban gitmiş. Beni de mahvediyorsunuz. Çünkü akşamdan sabaha ne felakete uğrayacağım belli değil... O sizi benden kıskanıyormuş! Benim bunda ne kabahatim var... Ben merhumeye Yasin okudum, yaranamadım... Herkes onu cadı, hortlak gibi korkunç adlarla anarken biz, "Aziz Ruh", "Muhterem Hayalet" rütbelerini verdik, yine hoşnut edemedik! Daha ne yapalım?"
"Dünya efsane. Hep masal fakat efsane hakikate mi dönüyor, hakikat efsaneye mi? Mesele bu aralıksız döngünün düğümünü bulmakta... Yoksa hakikat adını verdiğimiz her şey hayalden ibaret midir? Bakın, bugün biz varız. Lakin yokları göremiyoruz; yoklar bizi görüyor. Demek ki hayat bizi uyutmuş, ölüm Binnaz'ı ikaz etmiş."
"Benim yaşadığım şu özel garip hayatımca olan anlayış şeklime göre her "canlı" ahmaktır. Çünkü ahmak olmasa yaşayamaz. Çünkü hayatın bütün geçerli kanun ve kuralları ahmaklık esası üzerine düzenlenmiştir. İnsanların kendilerini ahmaklığın üstünde görerek bu vasfı içlerinden bazılarının aleyhinde kullanmaları ahmaklığın ilk belirtisidir. Sırmalı elbiseye sahip bir çocuğun, pejmürde kıyafetli diğer bir çocuğa kurulması gibi..."
"Hakiki zeka, gurura engeldir. En akıllı olanın bu ayrıcalığı, en akılsızları kendinden küçük ve alay etmeye değer görmesi için bir sebep olamaz. Bütün hükümetlerin kuruluş şekillerine dikkat edin, bu ahmak aldatma esası üzerine kurulmuştur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder