LAURELL K. HAMİLTON
Anita Blake, Vampir Hunter #4
The Lunatic Cafe
Artemis Yayınları
407 Syf
4/5
Herkese merhaba.
Yine bir Anita Blake, Vampir Hunter kitabı ile geldim. Gelmesem olmazdı. Çünkü bir önceki kitabı çok beğenmiştim.
Kaçıl Kafe serinin dördüncü kitabı der konusuna geçerim.
Noel dönemi Anita'nın işlerinin durgun olduğu zamandır. Parayı çok seven patronu farklı bir iş gönderir. Bir kayıp vakası. Sıradan bir kayıp vakası değildir. Bir şekil değiştirici kaybolmuştur. Diğer yandan alfa Marcus, Anita'dan kaybolan sekiz kurt adamı bulmasını ister.
Basit kayıp vakaları değildir bunlar. Hem kayıplardan hiçbir iz yoktur hem de sevgili Richard ile Marcus arasındaki iktidar savaşı.
Daha bitmedi. Anita polisten de bir çağrı alır. Suyun içinde bulunan değişik bir şey bulunmuştur.
Anita'nın özel hayatı da bu kadar kaybın arasında karışıktır. Richard ile mutluydu ama onu içindeki canavarı görmesi kafasını karıştırır. Sonuçta kızımız canavarlarla birlikte olamayacağını kaç kez söylemiştir. Jean-Claude cephesinde ise, o da Anita'dan flört etmek için izin ister.
Bu sefer ilk kitabın olumsuz yönlerinden bahsetmek istiyorum. Çok fazla ayrıntı var. Giydiği ayakkabı, giydiği paltosu ya da ne bileyim silahlarının nasıl koyduğu... Hiçbiri heyecanlandırmıyor açıkçası. Gereksiz. Ama bunlara rağmen yazar öyle bir kurgu oluşturmuş ki her seferinde yok artık diyorsun ve büyük bir heyecanla okumaya devam ediyorsun.
Yine çokca kan, çokca aksiyon, yeni karakterler, yeni iğrençlikler (deriler, smut görüntüler), duygusal anlar ve tahmin edilemeyen bir son. Genel olarak keyif almığım bir okumaydı.
Eski kafalı Anita'nın sıkıcı hallerinin ne zaman son bulacağını, karşımıza bu sefer hangi iğrenç şeyler ve olaylar çıkacağını merak ede ede bu seriyi bitireceğim galiba.
Şimdilik benden bu kadar. Kitapla kalın.
ALINTI
"Sen bir Shakespear trajedisi gibisin. Eğer Romeo ve Juliet intihar etmeselerdi, bir sene içerisinde birbirilerinden nefret ederleri. İhtiras da bir aşk türüdür ama gerçek değildir. Uzun sürmez."
"Onunla çıkmayı kabul etmiştim çünkü o anda iyi bir fikirmiş gibi görünüyordu ama şimdi... Bütün sonuçlarını düşünmemiştim. Çıkmak, öpüşmek, barışmak. Öğğ! "İlk çıkışın sonuna kadar öpüşmem."
"Lütfen, Yüce Tanrım, hepimiz Noel'i görebilelim. Zerbrowski'nin soluk yüzüne baktım. Gözlükleri debelenmede düşmüştü. Etrafa bakındım ama göremedim. Bir an gözlüklerini bulmak çok önemliymiş gibi geldi. Kanının içinde diz çökmüş, lanet gözlüklerini bulamadığım için ağlıyordum."
"Bu gece likantrop öldüreceğimizi sanıyor musun?" Richard'la dalga geçiyordu, sanırım.
Richard alınmamıştı. "Birisinin, nasıl olup da hepsini hiç bir mücadele olmadan kaçırabileceğini düşünüyordum? Güvendikleri biri olmalı."
"Kime güvenirler?"
"İçimizden birisine," dedi Richard.
"Ah, güzel. Bu gece mönüde likantrop var," dedi Edward.
Richard düzeltmedi. Eğer onun için sakıncası yoksa, benim için de yoktu.
"Onu seviyordum ama sevgi yeterli değildi. Bütün masallar, romantik romanlar, arkası yarınlar; hepsi yalandı. Aşk her şeyi üstesinden gelemezdi."
"Senin için o kadar değerli mi?" Sesinde şaşkınlık vardı. Harika.
"Hayır, sen benim için o kadar değersizsin."
"Elbette, Jean-Claude halk içinde üzerimize atlamazdı. Bunun için çok medeniydi. O bir İŞ VAMPİRiydi, bir girişimciydi. Girişimciler, ölü ya da diri olsunlar etrafta dolaşıp insanların boğazını parçalamazdı. Normal şartlarda."
2) Gülen Ceset
4) Kaçık Kafe
5) Kanlı Kemikler
6) Ölüm Dansı
7) Yanmış Kurban
8) Mavi Ay
9) Karacamdan Kelebek
10) Zincirlenmiş Narkissos
11) Gökmavisi Günahlar
12) Şeytani Düşler
13) Leoparadam Micah
14) Ölümcül Dans
15) Harlequin Ölüm Cezası
16) Karakan
17) Günah Pazarı
18) Flört
19) Kurşun
20) Ölüm Listesi
21) Ölü Öpücük
22) Felaket
23) Jason
24) Ölü Buz
25) Kızıl Ölüm
26) Yılan
27) Beklenmedik Darbe
28) Rafael
29) Smolder
30) Slay