JONATHAN SWIFT
Gulliver's Travels: Travels into Several Remote Nations of the World
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
344 Syf
3/5
Herkese merhaba.
Hakkında bilgi sahibi olsamda bir türlü okumaya fırsat bulamadığım Gulliver'in Gezileri'ni sonunda okuyabildim.
Eserde, isminden de anlaşıldığı üzere bir kaç geminin doktorluğunu ve kaptanlığını yapmış olan Gulliver'in, tamamen hayal ürünü dört ülkeye yaptığı geziler anlatılmaktadır.
İlk gezisinde gemisi batar ve yüzüp kurtulur. Karaya çıktığında yakalanır. Gulliver artık küçük insanlar ülkesi Lilliput'tadır.
Tekrar seyahate çıkar. Büyük bir fırtına çıkar. Bu sefer kendisini devler ülkesi olan Brobdingna'da bulur.
Üçüncü gezisine çıkar. Gemisi korsan saldırısına uğrar. Buradaki insanlar normal boyuttadır. Sadece müzik ve matematikle ilgilenirler. Çevreyi de gezer. Balnibarbi, Glubbdubdrib, Luggnagg ve ]aponya.
Sonyolculuğuna bu sefer geminin kaptanı olarak çıkıyor. Tayfalar ayaklanır ve Gulliver'i günlerce kamaraya kilitlerler. Sonra onu bilinmeyen bir yerde karaya bırakırlar. Garip bir tür olan Yahoo'ların yaşadığı Houyhnhnm'ların ülkesine gelmiştir.
Swift, 1700 yıllarda yaşadığı siyasî hayal kırıklıkları o dönemin politikacıların, saray adamlarının zayıf yönlerini, siyasi ve dini kavgaları yakından incelemiş, yüksek mevkilere geçmek için birbirinin üstüne basan, birbiriyle dövüşen insanlardan nefret etmiş. Bunları da yaptığı geziler ile siyasî hiciv niteliğinde okuyuculara anlatmış.
Zaman zaman sıkılsamda iyiki okumuşum.
ALINTI
"Bu ülke halkının bilgileri çok eksik; sadece ahlak, tarih, şiir ve matematikten oluşuyor; bunlarda da herkesten üstün olduklarını kabul etmek gerek. Ama matematik yalnız hayata faydalı olacak şeylere, tarım işlerinin gelişmesine ve mekanik sanatlarına uygulanıyor. Bu nedenle bizim ülkede pek değerli sayılacağını sanmıyorum."
"Devlet yönetimi bilgisini akıl ve sağduyu, adalet ve yumuşaklık, hukuk ve cinayet davalarının süratle görülmesi esaslarına ve sözü edilmeye değmez birtakım belli konulara dayayarak çok dar bir çerçeveye sokuyordu. Ona göre, önce bir buğday başağı ya da bir ot yaprağı biten bir yerde, iki buğday başağı ya da iki ot yaprağı yetiştirebilen bir kimse yurduna politikacılar soyunun topundan daha özlü bir hizmet göreceği gibi, insanlıkça da daha değerli sayılırdı."
"Ama bütün dünyaya kapalı bir ülkede yaşayan, bundan ötürü de başka ulusların yaşama tarzları ve töreleri hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir kralın fikirlerini hoş görmeliyiz. Böyle bir bilgi eksikliği İngiltere'nin ve Avrupa'nın daha yetişkin uluslarının uzak olduğu o dar fikirliliğe, önyargılara yol açar. Dünyanın ıssız bir bucağında yaşayan bir kralın, erdem ve düşkünlük üzerindeki fikirlerini bütün insanlığın ölçüsü olarak kabul etmeyi istemek de gerçekten insafsızlık olur."
"Yurdumuzdaki soylular sınıfı efendimin düşündüğün den büsbütün başka bir şeydir. Soylularımız, çocukluktan başlanarak, tembellik ve zevk aşırılıkları içinde yetiştirilir, yaşları müsaade edince bütün kuvvetlerini tüketirler ve bayağı dişilerden iğrenç hastalıklar kaparlar, servetleri yok ol maya yüz tutunca, sadece parası uğruna bayağı bir soydan, kötü, çirkin, sağlıksız, iğrenip nefret ettikleri bir kadınla evlenirler; bu birleşmenin ürünü de, sıracalı, kemik hastalıklı, biçimsiz çocuklar olur ve böylece bir aile üç batından ileri gidemez, söner."
"Bir adamın başbakan olabilmesi için üç çare vardır: Ya bir yolunu bulup karısını, kızını ya da kız kardeşini kullanır;
ya başbakana ihanet edip ayağını kaydırır; ya da millet meclislerinde, saraydaki ahlak bozukluklarına karşı şiddetli bir tepki gösterir. Ama akıllı bir hükümdar, daha ziyade bu üçüncü yolu seçenleri hizmetinde kullanmak ister; çünkü böyle tepki gösteren efendiler, hükümdarlarının istek ve tutkularına köle olup boyun eğmeye en yatkın kimseler olduklarını göstermişlerdir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder