AGATHA CHRISTIE
The Mystery Of The Blue Train
Altın Kitap
288
4/5
Herkese merhaba.
Bir Agatha Christie kitabı ile geldim. Daha önce Yakut Kana Bulandı ve Öldüren Miras adıyla basılan Mavi Trenin Esrarı, konusu dışında yazılış öyküsü de ilginç. Agatha Christie o dönem eşinden ayrılmak üzeredir ve kızı ile Kanarya Adaları'na gitmiştir. Yazma isteği olmamasına rağmen para kazanması gerekmektedir ve bundan dolayı bu kitabı yazar.
Konusuna gelecek olursak; Amerikalı Ruth Kettering, babası tarafından meşhur bir mücevher hediye edilir. Zamanında Rus Cariçesi Katherina'ya ait olan Ateşten Kalp olarak adlandırılan bir mücevher. O mücevher ile Zengilerin Treni olarak bilenen "Mavi Tren" ile Nice'ye doğru yolculuğa çıkar. Tren Nice'ye geldiğinde kondüktör uyuyan Ruth'u uyandırmaya gider. Fakat Ruth'u uyandıramaz. Çünkü yüzü tanınmayacak şekilde ağır darbeler alarak öldürülmüştür. Ayrıca mücevher de ortalarda yoktur.
Ne tesadüf ki trende dedektifimiz Hercule Poirot'da vardır. Olaya müdahil olur. Hatta Ruth'un babası tarafından görevlendirilir.
Ruth'u ayrı yaşadığı eşi Derek mi öldürdü? Basit bir soygun mu? Yoksa daha fazlası mı?
İlk 100 sayfa biraz sıkıcıydı. Mücevherin alınma aşaması, başka bir karakterin o tren biniş sebebi gibi kısımlar vardı. Sonrasında cinayet işlenir ve Poirot sahneye çıkar. Ondan sonrası su gibi akıp gitti. Katili tahmin ettim. Yuppi. Tahminimin doğru mu düşüncesiyle heyecanla okudum.
Bu arada şaşırtıcı olaylar ve aşk meseleleri de var. Hercule Poirot her ne kadar emekliğe ayrılsada formundan hiçbir şey kaybetmemiş. Gri hücreler son derece iyi çalışıyor, polisin göremediğini görüyor.
Mavi Trenin Esrarı, evet diğer Agatha Christie kitaplarından farklıydı. Evet zorlama yazıldığı belliydi ve evet ilk bölümler sıkıcıydı... Ama ben yine de çok beğendim. Heyecanla, keyifle okudum.
ALINTI
"Trenler çok insafsız olabiliyor, değil mi Mösyö Poirot? İnsanlar öldürülüyor, ölüyor ama onlar yollarına devam ediyorlar. Saçmaladığımın farkındayım ama sanırım siz ne dediğimi anlıyorsunuz."
"Evet, evet, biliyorum. Yaşam aynen bir tren gibi. Uzayıp gidiyor. Ve geçip gitmesi de çok iyi aslında."
"Niçin?"
"Çünkü trenler eninde sonunda yolculuğun sonuna ulaşırlar matmazel."
"İnsanların size en gizli duygularını açmalarının en kötü yanı da bu! Sizi bir daha istemezler."
"Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar kesin ve açık olarak belirlenebilse. Ama maalesef yaşam öyle değil, matmazel. Henüz açık olarak kendilerini göstermeyen, ancak insanların üstüne gölgeleri düşen öyle çok şey var ki."
"Daima iki doğru vardır. İyi bir adam kötü bir kadının aşkıyla mahvolabilir; ama tabi bunun tam tersi de olasıdır. Kötü bir adam da iyi bir kadının aşkı nedeniyle mahvolabilir."
"Eğer bilmece çözme ye teneğiniz varsa, biraz da gri hücreleriniz çalışıyorsa, dedektif olarak başarılı olmamanız için hiçbir neden olamaz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder