27 Şubat 2025 Perşembe

Şubat Ayında Okuduklarım



Herkese merhaba. Şubat ayında okuduğum kitaplarla geldim. Dörtlerin İmzası'nı da sayarsak 9 kitap okudum.

Hadi hep birlikte neler okumuşum bir göz atalım.

1) 

Taş Kağıt Makas 4/5

Yorum için

2)


Şeytani Arzular 3/5


3) 


Davetiye 4/5


4)


Yitik Kızlar 3/5


5)


Yarım Kalan Kalpler 4/5


6)



Kırık Bir Kalp 4/5


7)

Yaşamın Sınırında 4/5

Yorum için


8)


Hamlet 5/5


9)


Dörtlerin İmzası 4/5

Yorum için


Sherlock Holmes (Dörtlerin İmzası)

 


SIR ARTHUR CONAN DOYLE

Dörtlerin İmzası

Ren Kitap

130 Syf

4/5

Sherlock Holmes okumamda bu ay sıra romanlarından biri olan Dörtlerin İmzası'ndaydı. 

Holmes'un son zamanlarda ilgilendiği hiç bir vaka yoktur. Vaka olmadığı için beyni çalışmayan Holmes (öyle hissettiğinden bahsediyor) k... kullanmaya başlamıştır. Bu konuda Dr Watson ile tartışırken Holmes'a bir kartvizit gelir. Bayan Mary Morstan adında bir kadın onunla görüşmek ister. 

Mary Morstan'ın babası Hindistan'da bir subaymış. On iki aylık izin için Londra'ya gelir ve kızına Langham Oteli'ne gelmesini söyleyen bir telgraf çeker. Kızı otele gider ama babası ortada yoktur. Yıllar geçmesine rağmen babasından hiçbir iz yoktur. 

Babasının kaybolmasından bir kaç yıl sonra her yıl aynı günde değerli bir inci gelir. Şimdi ise Sherlock Holmes'a gelme sebebi de olan yanında istediğin bir kişi daha getirebileceği ve istenilen adrese gelmesi yazılan bir mektuptur. Holmes ve Dr Watson eşliğinde o adrese gidilir. Ve ilginç olaylar başlar.

Dörtlerin İmzası, Hindistan'dan Londra'ya uzanan kanlı bir hazine, lanetli bir miras ve cinayetlerden oluşuyor. Sherlock Holmes'un analitik zekasıyla da ilginç ve bir o kadar karışık olayı çözmüş oluyoruz.  Ben keyifle okudum. Önümüzdeki ay sıra hikayelerinde.


ALINTI

"Zihnim," dedi Holmes, "hareketsiz zamanlarda sönükleşiyor. Bana sorunlar verildiğinde, yapılacak bir iş çıktığında, en gizli şifreleri çözmem ya da en karmaşık analizleri yapmam gerektiğinde, işte o zaman havamda hissediyorum kendimi. Ancak böyle zamanlarda yapay uyarıcıları bir kenara atabilirim. Yaşamın tekdüzeliğinden tiksiniyorum. Zihinsel bir yükselişe ihtiyaç duyduğum için bu özel mesleği seçtim kendime, daha doğrusu yaptım; çünkü dünyada bu mesleği yapan benden başka kimse yok."

"Tam bir makinesiniz... bir hesap makinesi," diye haykırdım. "Zaman zaman içinizde insanüstü bir şeyler olduğunu düşünüyorum."

"Birey olarak insan çözülemez bir bilmeceyken, topluluk haline geldiğinde bu gizeminden sıyrılıp neredeyse matematiksel bir kesinlik kazanır."


Hamlet






WILLIAM SHAKESPEARE

The Tragedy of Hamlet, Prince of Denmark
İş Bankası Kültür Yayınları
180 Syf
5/5


Herkese merhaba. 
Muhteşem bir eserle geldim. Hamlet. 

Öncelikle Hamlet'in hikayesi eski kuzey masallarına dayanıyor. On ikinci yüzyılda Latince yazılan, sonrasında 1514'te Paris'te yayımlanan Danimarkalı Saxo Grammaticus'un Danimarka Tarihi adlı kitabında efsaneleşmiş kahramanın deliliğinden söz ediliyormuş. 
Bu kısa bilgiden sonra konusundan bahsedeyim. Hamlet'in kral olan babası ölmüş, tahta amcası geçmiştir. Ayrıca babasının ölümününden kısa bir süre sonra annesi ile amcası evlenmiştir. Hamlet acısını yaşarken babasının hayaletinin dolaştığını öğrenir ve gece hayaletin gelmesini bekler. Babasının hayaleti gelir ve onu öldürenin yeni kral olduğunu söyler. Hamlet, intikam almaya karar verir ve deli gibi davranmaya başlar.

Tek kelimeyle bayıldım. Şimdiye kadar neden okumadım hiç bilmiyorum ve bu konuda kendime çok kızıyorum. 
Hamlet karakterini çok sevdim. Onun uzun monologlarını, onun küstah yorumlarını, bir türlü susmamasını sevdim. Horatio ile ilişkisini sevdim. Başka... Osric ile olan diyaloğuna bayıldım. 

"Hamlet
... ; şapkanızı gereğince kullanın yalnız, başa konmak içindir şapka. 
Osric
Teşekkür ederim, efendimiz; hava pek sıcak da. 
Hamlet
Yoo, ne diyorsunuz, çok soğuk tersine. Poyraz esiyor. 
Osric
Evet, biraz soğukça galiba efendimiz, haklısınız. 
Hamlet
Ama yine de bunaltıcı bir sıcak var bana sorarsanız. 

Bu kısacıcık eserde koca bir trajedi var. Aşk, intikam, iktidar hırsı, cinayetler... 
Çok fazla söze gerek yok bence. Hamlet kale surlarındaki hayaletli gerilimden, prensin sahneden indirilmesine kadar harika bir sanat örneği. 
Shakespeare'in şiirsel anlatımıyla mutlaka tanışmalısınız. 

ALINTI

🎭"Ey göklerde yaşayanlar! Ey dünya! Daha ne olsun?
Cehennem önüme mi gelsin? Ne yüz karası şey bu? Tut kendini yüreğim , tut kendini! Ve siz, ey sinirlerim, gevşemeyin birden; Gerilin, destek olun bana! Beni unutma mı dedin? Hayır, zavallı ruh, Şu çılgın kafa durdukça çıkmayacaksın içinden, Seni unutmak ha? Aklımın karatahtasından Silerim de bütün boş anıları, Bütün kitaplarda yazılan, çizilenleri, Gençliğimden, öğrenciliğimden kalanları, Yalnız senin buyruğun kalır. Beynimin defterinde, yapraklarında, Ivır zıvır bütün bildiklerimin üstünde."
🎭"İnsan, ne yaman bir yapı insan! Akıl gücüyle ne soylu bir varlık ! Düşünme yetenekleri ne sonsuz!"
🎭"... insan gibi davranmak yeter. Herkese layığına göre davranacak olursan kim kır­baçtan kurtulabilirki? Onlara kendi şeref ve payenize gö­re davranın; ne kadar azına değseler de o kadar fazla ver­mek sizin ihsanınızdır."
🎭"Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Çünkü o ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından,
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden.
Kim dayanabilir zamanın kırbacına
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine.
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek.
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara aatılaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışladeği
Yollarını değiştirip bu yüzden.
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar."
🎭"Doğduğu gün de, bugün de tiyatronun asıl amacı ne­dir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup ne olma­dığını ortaya koymak."
🎭"Ve bırakın beni anlatayım herkese
Nasıl oldu bu olanlar. Anlatayım
Şehvete, kana bulanmış soysuzlukları,
Aldanmaları, körü körüne öldürmeleri,
Kalleşliğin oyununa kurban gitmeleri,
Ve sonunda, kuranların başını yiyen
Sersemce kurulmuş tuzakları.
Anlatayım bunları bütün gerçekliğiyle."
🎭"Kazma kürek, bir iki kazma kürek
Beş arşın kefen bezi
Çamur içinde bir delik, bir tümsek
Budur bekleyen bizi."
🎭"On binlerce insanın yakın ölümlere gittiğini?
Bir esinti uğruna, şan olsun diye,
Mezara gidiyorlar yatağa gider gibi.
Bir kaç dönüm yer savaşıp alacakları, Orduların kılıç oynatmasına elvermez, Ölülerin gömülmesine yetmez bir avuç toprak."

24 Şubat 2025 Pazartesi

Yaşamın Sınırında




GLEN ERIK HAMILTON

Van Shaw Serisi #3
Every Day Above Grounda
Pay (Teras) Kitap
516 Syf
4/5

Herkese merhaba. 

Yaşamın Sınırında, Van Shaw Serisi'nin üçüncü kitabı. Van Shaw'ı kısaca hatırlatayım. Kendileri eski bir asker. Yıllardır görüşmediği onu büyüten dedesinden bir mesaj alır. Bir an önce Seatle'a gelmesini ister. Van hemen yola koyulur. Dedesinin evine geldiğinde onu ağır yaralı bir şekilde bulur. Daha sonra Van Seatle'a yerleşir. 

Hikâyemiz Van'a yapılan bir teklifle başlıyor. Bu teklif her hırsızın rüyası ve çantada keklik bir iş. Teklif hapisten yeni çıkmış, ölmek üzere olan eski bir mahkûmdan. Kızının geleceği için bu soygunu yapmak istiyor. Eee tabii bu konuda dedesinden tüm yeraltı suçlarını öğrenmiş Van'dan başkasına gidemezdi. Van her ne kadar bu işlerden uzak durmaya çalışsada teklif onun için de caziptir. Aile yadigarı evi tekrardan yapmak istemekte. Ayrıca bu işin bu kadar basit olmadığınında farkındadır. 
Van bir yol ayrımındadır. Ya suç dünyasından uzak duracak ya da bir kanun kaçağı gibi yaşayacak. 

Olaylar tam da Van'ın düşündüğü gibi çıkar. 4 milyon dolarlık altını elbette bu kadar basit bir şekilde alınamaz. Van kasayı açmasıyla Pandora'nın kutusu da açılmış olur. 

Sürükleyici bir hikaye. 500 küsür sayfa olmasına bakmayın. Okurken sıkılmıyorsunuz. Şaşırtıcı olaylarla da karşılalıyorsunuz. Ben yazarın kalemini seviyorum ve maalesef Van ile bir daha karşılaşamayacağım. Çünkü serinin devamı yok. Çıkacağını da düşünmüyorum. 
İlk üç kitaba istinaden kesinlikle tavsiye ettiğim bir seri. 


Van Shaw Serisi

1) Ölümün Şifresi
2) Geri Sayım
3) Yaşamın Sınırında
4) Mercy River
5) A Dangerous Breed
6) Island of Thieves


23 Şubat 2025 Pazar

Kırık Bir Kalp



STEPHANIE GARBER

Once Upon a Broker Heart #1
Dex Kitap
336 Syf
4/5


Herkese merhaba. Fantastik bir serinin ilk kitabı ile geldim. Kırık Bir Kalp. 

Evangeline Fox, Meridyen İmparatorluğu'nda babasının antika dükkanında peri masallarıyla, anne ve babasının aşk hikayesi gibi ilk bakışta aşka ve sonsuz mutluluğa inanarak büyümüştür. Ve en önemlisi öldürücü öpücüğüyle meşhur Kupa Prensi gibi efsanelerie. Kupa Prensi bir kader tanrısıdır. Efsaneye göre öptüğü her kadın ölmektedir.
Evangeline tek aşkı Luc ile evlenmeye beklerken, Luc'un üvey kız kardeşi ile evleneceğini öğrenir. Düğünü engellemesi gerekmek ister. Çaresiz bir şekilde Kupa Prensi Kilisesi'ne gider. Efsaneleri ile büyüdüğü Kupa Prensi'nden yardım ister. Kupa Prensi yardım edecektir. Karşılığında ise ondan üç öpücük ister.
Sonrası mı? Evangeline ile annesinin anlattığı masalların diyarı olan Kuzey'e efsanevi bir yolculuk başlar. Bu yolculukta neler yok ki? Kehanetler, vampirler, sihirler, kader tanrıları, kanla açılan kapılar... Bu yolculukta Evangeline sonsuz mutluluğa kavuşabilecek mi?

Öncelikle beklentimin üstünde bir okuma oldu. Çok keyif aldım ve heyecanla okudum. Sonu da beni merak içerisinde bıraktı. Okumam gereken kitap olmasa hemen ikinciyi okumaya başlardım.
Caraval dünyası beni içine çekti. Geçekten sihirli bir dünya. Karakterler ise muhteşem. Özellikle Kupa Prensi Jacks. Bayılacaksınız. İkilinin kimyası da çok uyumlu.
Dedikodu gazetesini de unutmamak gerek. Çok keyifliydi. 
Seri güzel başladı. Devamını çok merak ediyorum.

Once Upon a Broker Heart Serisi

1) Kırık Bir Kalp
2) Hiç Bitmeyen Masal
3) Gerçek Aşkın Laneti

ALINTI

📌"Bütün hikâyeler hem gerçeklerden hem de yalanlardan
oluşur, derdi annesi. Önemli olan onlara nasıl inandığımızdır."
📌"Kahramanların mutlu sonları olmaz. Onlar mutlu sonları başkalarına verirler."
📌"Sonsuza dek mutlu olmaktan ya da acıklı bir sondan çok daha fazla olasılık olduğuna inanıyorum. Her hikâyenin sonsuz son potansiyeli vardır. "
📌"Bazı aşklar tohum gibiydi, büyümesi zaman alırdı. Bazılarıysa çiçek soğanı gibiydi, doğru mevsim gelmeden açm azdı."
📌Jacks ona dokunaklı bir gü­lümsemeyle baktı. Ağzının kenanndan bir damla kan damladı ve viizünü keder kapladı. "Beni ben yapan acıdır."
📌"Rahatla. Jacks'in, Evangeline'in kafasının içindeki sesiydi bu. Korku onları yalnızca heyecanlandırır Küçük Tilki."
📌"Luc konusunda, ne yaptıysa aşkından yaptığını söylemişti ken­di kendine. Ama öyle değildi, gerçekte öyle değildi. Sevgi ifade eden seçimler yapmıyordu, aşk istediği için taviz veren seçimler yapıyordu. Zaafı Luc değildi... Aşktı. Hatta sadece aşkın kendisi değil, düşüncesi bile."

17 Şubat 2025 Pazartesi

Yarım Kalan Kalpler




MARILYN PAPPANO

Tallgrass Serisi #1
A Hero to Come Home To
Yakamoz Yayınları
352 Syf
4/5


Herkese merhaba.

Cary ile Jeff evlendiklerinde sonsuza kadar birlikte olacaklarına söz vermişlerdi. Verdikleri söz sadece 4 yıl sürer. Jeff bir askerdir ve onu taşıyan helikopter Afganistan'da vurulmuştur. Cary, ordudan gelen askerlerden kötü haberi alır. Artık Jeff yoktur. Tüm hayalleri, umutları, mutluluğu yerlebir olur. 
Evet hayat bir şekilde devam etmektedir. Carly'de bunun bilincindedir. Öğretmenliğe devam etmektedir. Ayrıca Irak ve Afganistan'da eşlerini kaybetmiş kadınların birbirlerini desteklemek için bir araya geldiği bir topluluğun içinde yer almaktadır. Herkes onlara Forth Murphy Dullar KulübüKulübü demektedir. Onlar ise kendilerini salı gecesi Margarita Kulübü demeyi tercih etmektedir. 
Bir gün Margarita Kulübü mağara gezisine giderler ve Cary Dane ile tanışır. 
Dane bir gazidir. Afganistan'da tek bacağını kaybetmiştir. 
İkisi de birbirlerinin yaralarına merhem olabilecekler mi? 

Ne yalan söyleyeyim ilk başlarda çok sıkıldım. Kulübün diğer üyelerinden bahsedilmesi (Jessy ve Therese) Cary ile Dane'in hikâyesinin kesintiye uğramasına neden olduğunu düşünmüş ve rahatsız olmuştum. Ama sonrasında onları hikâyeleri de ilgimi çekmeye başladın. Diğer kitaplarda yakından tanık olacağım. Özellikle Therese'nin hikâyesini merak ediyorum. 
Film izler gibiydi. Tatlı, keyifli ve kalbe dokunan bir hikâye. Son da etkileyici. Ben keyif aldım. Bu tarz hikâyeleri seviyorsanız tavsiye ederim. 

Son olarak Yarım Kalan Kalpler, Tallgrass Serisi'nin ilk kitabı. Ve yine yarım kalmış bir seri. 

Tallgrass Serisi 

1) Yarım Kalan Kalpler
2) Kanadı Kırık Kalpler
3) Umut Dolu Yarınlar
4) A Promise of Forever
5) A Chance of a Lifetime
6) A Summer to Remember

ALINTI

"Anne olmak kesinlikle bir işti. Zorlu ve karmaşık bir işti ama bir görev olamazdı. Sevgi, şefkat, karşılıklı nezaket ve saygı ile dengelenmesi gerekiyordu. Kendi küçük ailelerinde patırtı, karmaşa, dargınlık ve düşmanlık çok fazla olsa da, bunu değerli kılan küçük güzel şeyler de vardı."

"Aşık olmalarında bir sorun olmadığını söylemek kolaydı. Hatta arkadaşlıklarının asla bitmeyeceğine söz vermek daha da kolaydı. Ama sonuçta asıl önemli olan eylemlerdi."

"Kadere inanmıyorsun, hatırladın mı? Tesadüf. Sadece zamanlamayla ilgili. Hepsi bu.
O sırada içini bir şüphe kapladı. Öyle değil mi?"

"Hayatlarımızın geri kalanını yalnız mı geçireceğiz?"

"Katlanabileceğimizden daha
fazlası verilmez bizlere."

"İçinde bulunduğun duruma bakmanın iki yolu var. Hâlâ sahip olduğun şeyler için şükredip hayatın tadını çıkarmaya çalışırsın ya da kaybettiklerinin yasını tutup hayatın geri kalanını da kaçırırsın."

'"Yardım iste,' derdi hep. 'Kötü hissettiğinde, ne yapacağını bilemediğinde, artık kendi başına üstesinden gelemediğinde. Bunun bir zayıflık olduğunu düşünme. 'Yardıma ihtiyacım var,' diyecek kadar güçlü ol."'

"Küçük kelimeler, büyük anlamlar, acemiliğini saklardı."

"Kötüyü görmezden gelirsen, gider. İstediğin şeyi dilemekten vazgeçme. Hak ettiğin şeylere sahipmiş gibi davran."

"Dane, dünü kaybettiği bacağı için kendisine acıyarak geçirmişti. Şu andan itibaren, hayatta kaldığı ve bir geleceği olduğu için şükredecekti.""Seninle ilk konuştuğum anda, senin özel olduğunu anlamıştım. Sadece ne kadar özel olduğunu bilmiyordum."

"Bir bütün olmam için bir bacağa ihtiyacım yok Carly. Sadece sana ihtiyacım var."

16 Şubat 2025 Pazar

Yitik Kızlar



ALEX MICHAELIDES

The Maidens
Domingo Yayınevi
352 Syf
3/5


Herkese merhaba. 

Sessiz Hasta ile Goodreads Yılın En İyi Gerilim Romanı ödülünü kazanan Alex Michaelides’den, bugüne dek 40 dile çevrilmiş kitabı Yitik Kızlar ile geldim. 

Mariana, kısa bir süre kocasının boğularak ölmesinin acısını hâlâ yaşayan, grup terapisinde uzmanlaşmış bir psikoterapisttir. 
Cambridge'de okuyan yeğeni Zoe'den bir telefon gelir. En yakın arkadaşı Tara vahşice öldürülmüştür. Mariana yeğeninin yanında olmak için hemen Cambridge'e gider. Kısa süreliğine kalmak niyetindeyken başka bir cinayet daha işlenir ve olayı çözmek için orada kalır. 
Mariana'ya göre katil okulda Yunan Tragedyası profesörü olan yakışıklı Edward Fosca'dır. Fosca'ya herkes hayrandır. Ayrıca Genç Kızlar Kulübü denen bir grup öğrenciyle ayrı bir yakınlığı vardır. 
Mariana, eski okulu Cambridge'de, kulelere ve taş duvarlara uğursuzluğun saklandığını farkeder. Ama yinede her ne kadar katilin Fosca olduğunu düşünsede bir profesörün neden öğrencisini öldürdüğünü anlayamaz.  Ve Mariana, onca kurbanın boşuna olmadığına emin olmak zorundaydı. 

Öncelikle Sessiz Hasta'yı çok beğenmiştim. O yüzden Yitik Kızlar'a başlamadan önce beklentim çok yüksekti. Beklentimi karşıladı mı? Maalesef hayır. 

İlk başlangıç güzeldi. Gizem, atmosfer falan. Cambridge'in tarihi yapısı hikâye için biçilmiş kaftan. Ayrıca Yunan Tredyaları farklı bir hava katmış. Ama bunlar yeterli olmamış. 
Kitabın yarısına varmadan katilin kim olduğunu çözebilirsiniz bence. Sadece nedenini tahmin edemezsiniz. İşte orada küçük bir şok yaşayabilirsin. En azından bir şok durumu var diyelirsiniz. Ama o kadar ritüellerden, Yunan mitolojisinden bahsedilince bu şok olmamış dersiniz. 
Ayrıca bence son da çok havada kalmış. 

Son olarak Sessiz Hasta'daki Theo'yu tekrardan görmek güzeldi. 

Beklentiniz yüksek tutmadan okumanızı tavsiye ederim. 


ALINTI

"Onu, o korkmuş küçük çocuğu şimdi gözümde canlandırsam, kederinin sancısını hisseder miyim? Onunla empati kurup acısını paylaşır mıyım? O sadece bir çocuk, suçlarımın hiçbirinden mesul değil - korkuyor, acı çekiyor. Bir anlık da olsa şefkat duyar mıyım? İçinde bulunduğu vahim durum ve tüm yaşadıkları yüzünden İnsaf eder miyim? Hayır etmem.
Tüm insafı kalbimden kovdum.
İnsafı hak etmiyorum."

"Bir insanı öldürdün mü geri dönüşü yoktur.
Bunu görüyorum artık. Artık bambaşka bir insan olduğumu görüyorum.
Yeniden doğmaya benziyor biraz, sanırım. Ama alelade bir doğum değil -bir metamorfoz. Ancak küllerden doğan, bir anka değil bu sefer, daha çirkin bir mahluk: şekli bozulmuş, uçmaktan âciz, yırtıp deşmek için pençelerini kullanan bir yırtıcı."

"Sevgi, koşullu değildir," demişti Ruth. "Birini memnun edeceksin diye her seferinde başarısız olduğun halde sürekli çemberden atlamaya çabalamanın sevgiyle bir ilgisi yoktur. Birinden korkuyorsan onu sevemezsin Mariana. Kulak vermesi zor biliyorum. Bu bir nevi körlüktür - ama uyanıp bunu net bir şekilde görmezsen tüm ömrün boyunca varlığını kokuyacak, kendinin yanı sıra başkalarını da nasıl gördüğünü etkileyecektir."

"Nasıl yapıyor bunu? Onları açık havada öldürüp kanlar içinde ortadan kayboluyor; hem de ardında hiçbir tanık, cinayet silahı, fark edilir tek bir kanıt bırakmadan... hiçbir iz bırakmadan." "Sadece cehennemden bir manzara bırakıyor," dedi Kuba.

"Mariana bir dedektif olmayabilirdi ama bir terapistti ve dinlemeyi bilirdi. Sadece söylenenleri değil, aynı zamanda söylenmeyen her şeyi, söylenmeyen tüm sözcükleri - yalanları, kaçışları, yansıtmaları, aktarımları, iki kişi arasında meydana gelen ve özel bir kulak gerektiren diğer psikolojik olguları."

"Ne gelirse gelsin başıma;
Yastayken bile hissederim;
Sevip kaybetmeyi yeğlerim
Asla sevmemeye kıyasla..."

"Hayatı kitaptan okumak, insanı ona kesinlikle hazırlamıyordu. Bunu zor yoldan öğrenmişti."

"Bizler, gözler üstümüzde doğarız ve ebeveynlerimizin ifadeleri, onların göz aynasında gördüklerimiz kendimizi nasıl gördüğümüzü belirler."

"Keşke eşyasıyla yapmaya çalıştığı gibi ona duyduğu aşkı da bir kutuya kaldırabilseydi. Ne acınası bir manzaraydı: Bir adamın hayatı, kermeste satılacak istenmeyen eşya koleksiyonuna indirgenmişti."


10 Şubat 2025 Pazartesi

Davetiye




VI KEELAND

The Invitation
Yabancı Yayınları
320
4/5

Herkese merhaba🙋

"Aşk bazen gün gibi ortadadır. 
Bazen de.",

Stella, bir parfümör. Kendi işini kurmak üzere. Nişanlısından ayrılmış, bir süredir yalnız biri. Ev arkadaşı bir kaç eşyasını alıp evi terk etmiş, tek arkadaşı kapı komşusu Fisher. 
Eski ev arkadaşı Olivia'ya gelen bir düğün davetiyesi Stella'nın eline geçer. Düğün merdivenlerinde hayaller kurduğu bir mekandadır. New York Halk Kütüphanesi. Fisher ile bir iki kadeh içtikten sonra o düğüne katılmaya karar verirler. 

Hudson, eşinden ayrılmış bir kız çocuğu babası. Kız kardeşi ile aile şirketini yönetmektedir. Gelinin de ağabeyi. 

Stella, düğünde kendisini Olivia olarak tanıtır ve Hudson Stella'nın yalanını yakalar. Zor durumda bırakır. 

Karakterlere bayıldım. Başta Hudson ve kızına. Stella'yı da sevdim. Ama ona birazcık kızdım. Bazı şeyleri fazla uzattı. Uzatmasaydı ikiliyi daha çok yanyana okurduk. Daha fazla romantizm yaşamış olurduk. (Burada kitapla ilgili eleştirimi de yapmış oldum 🤭) 
Hikâye biraz yavaş ilerledi. Beklenilen ters köşe ve klişeler vardı. Ama bunlar beni rahatsız etmedi. 
Ayrıca iş dünyasına atılan ilk adımlar, parfümle ilgili bilgiler ve Stella'nın e-Bay'den aldığı günlükler güzel dokunuşlar olmuş. 
Eksikleride olsa keyifle okudum. Yazarın kitaplarını okumayı seviyorum. Alışveriş listesi yazsa okurum. (Benden de bir klişe 🤭) Bana iyi geliyor. 

Ayın üçüncü kitabından bildirdim. Bir başka hikâyede görüşmek dileğiyle 🥰

ALINTI

💟"Hayatın kendisi karmaşık. Sadece ne zaman değil, biliyor musun? Yaşamadığın
zaman - bir şeyden diğerine savrulduğun zaman."

💟"Yıllarını başkalarının aşk hikâyelerini okuyarak geçirdin ve bu gece benimkinin son bölümünü okudun.." Göz kırptı. "Okumaman gerektiği hâlde. Ama benim son bölümüm sadece başlangıç, tatlım."

💟"Yalanlardan kaçabilirsin ama gerçekler her zaman ortaya çıkar."

💟"Sen bir erkeğe ihtiyaç duyan kadınlardan değilsin. Sen erkeklerin ihtiyaç duyduğu kadınlardansın."

💟"Genellikle bir erkek yanlış bir şey yapıp yapmadığından emin değilse, yapmıştır."

💟Omzunun üzerinden bakarak, "Aklından geçenleri sakın unutma, Stella. Fısıltıların duyabileceğim kadar yüksekliğe ulaşıyor."
Aman tanrım. Başım beladaydı.

💟"Düğünde sizi izledim. Seni o duruma düşürüp konuşma yaptırırken bile gözleri patlıyordu. Kimyanız gözle görülüyordu."
"Bazı kimyasallar patlamaya yok açar. İnan bana, biliyorum."

6 Şubat 2025 Perşembe

Şeytani Arzular




ELIZABETH HOYT

Maiden Lane Serisi #1
Wicked Intentions
Pegasus Yayınları
384 Syf
3/5


Herkese merhaba. Bu ayki historical romansım Maiden Lane Serisi'nin ilk kitabı Şeytani Arzular. Seriye Maiden Lane kimsesizler yurdunun sahiplerinden dul Temperance Dews ile giriş yapıyoruz. Temperance'e eşlik eden ise farklı zevkleriyle ve tutkusuyla tanınan Lazarus Huntington nam-ı diğer Lord Caire. 

Lord Caire'in metresi Londra'nın kenar mahallelerinden biri olan St. Gilles'deki evinde canice öldürülür. Lord Caire'de kendine bunu borç bilir ve katili bulmaya karar verir. St. Gilles'i avcunun içi gibi bilen Temperance'ten yardım ister. İkili bir anlaşma yapar. Temperance Lord Caire'e katili bulmak için yardım edecek. Karşılığında ise zor durumda olan kimsesisler yurduna bağışçı bulması için Londra sosyetesine takdim edilecektir. 
Ve bu cinayet, geçmişinde işlediği günahla savaşan bir kadın ile sevgiden bir haber bir adamı bir araya getirir. 
İkili olayı araştırırken cinayetler devam eder. İkisi de göründükleri gibi değildir. Temperance göründüğü kadar masum, Lord Caire ise taş kalpli değildir. Ve beklenen son ikili tutkunun esiri olurlar. 

Kitap boyunca katilin kim olduğunu, Temperance'in kendisini neden cezalandırdığını ve Lord Caire nasıl böyle bir insan olduğunu merak ederek okudum. Temperance'ın nedeni beni şaşırttı. Ayrıca merak ettiğim bir diğer unsur da St Gilles Hayaleti. Bir tahminim var. Onu ilerleyen zamanlarda öğreneceğiz. 
İkiliyi sevdim. Aralarındaki ilişkiyi de. Temperance'in kardeşlerinden Silence'yi daha çok tanıyoruz. Onun hikâyesi de merak uyandırıcı. 
Anlamadığım bir konu var. Belki de ben kaçırdım. Lord Caire neden Temperance'yi seçti. Bilen varsa beni aydınlatsın lütfen. 
Unutuyordum. Bölüm başlarındaki Kral Kilitli Yürek'in hikâyesi güzeldi. 

Elizabeth Hoyt cüretkar yazarlardan. Bu kitapta da buna şahit oluyoruz. (+18) 
Yazarın kalemini seviyorum. Şeytani Arzular favorilerimin arasına giremesede atmosferi ve tutkuyu beğendim. 

Benden şimdilik bu kadar. Bir başka hikâyede görüşmek dileğiyle. Kitapla kalın. 

Maiden Lane Serisi
1) Şeytani Arzulad
2) Doyumsuz Zevkler
3) Saklı Şehvet
4) Kalbin Gölgesi
5) İntikam Maskesi
6) Karanlıklar Dükü
7) Kaçak Aşk
8) Cesur Gardiyan
9) Sweetest Scoundrel
10) Duke of Sin
11) Duke of Please
12) Duke of Desire

Dipnot: Ara kitapları listeye eklemedim. 

ALINTI
❤️‍🔥“Benimle evlenir misiniz, Bayan Dews?” diye fısıldadı Caire. “Ve beni bu yalnız ve sevgisiz hayattan kurtarır mısınız?”
“Eğer sen de beni sadece iş ve sorumlulukla dolu mutsuz hayatımdan kurtaracaksan, evlenirim.”
❤️‍🔥"Yeni hissetmeye başladığı şeyler içinde yeni bir arzunun daha ortaya çıkmasına sebep olmuştu: Sevilme arzusunun. Bu ne kadar anlamsızdı. Ama ne kadar anlamsız olursa olsun kalbinin bu şekilde hissetmesine engel olamıyordu işte."
❤️‍🔥Meg krallığın en güçlü adamına baktı.
“Majesteleri, sevginin ne olduğunu neden öğrenmek istediğinizi sorabilir miyim acaba?”
Kral kaşlarını çattı. “Bir savaşta ölümle burun buruna gelmenin ne olduğunu biliyorum. Büyük bir krallığı yönetmeyi biliyorum. Adaleti uygulamayı ve affetmeyi
biliyorum ama bütün bunlara rağmen, sevginin ne olduğunu bilmiyorum. Sen bana anlatabilir misin?”
Meg yemeğini yerken Kralın sorusunu düşündü. Sevginin ne olduğu bir krala nasıl açıklanabilirdi ki? Sonunda başını kaldırdı ve Kral’ın küçük mavi kuşa bir lokma
yemek verdiğini gördü. “Kafesin kapağını açın, ” dedi...
— Kral Kilitli Yürek’ten
❤️‍🔥"Yalan veya bahane olmaksızın anlat.”
“Ben yalan söylemiyorum!”
Lazarus ona sevgiyle gülümsedi. “Ah benim küçük mağdurum, sen her gün yalan söylüyorsun, korkarım ki en çok da kendine.”
❤️‍🔥“Belki de biz ömrümüzü iki ayrı, yapayalmz kişiler olarak geçirmeye mahkûmuzdur..."
❤️‍🔥"Yani onunla görüştüğünüzde sadece...”
"Yatıyorduk. Evet.” Kadının yüzüne bakıp tepkisini beklemeye koyuldu. “Başka bir şeye ihtiyacım yoktu, ondan başka hiçbir şey istemiyordum.”
“Peki ya benden?” diye fısıldadı Temperance.
Lazarus içini çekti. “Senden çok çok daha fazlasını istiyorum.”
❤️‍🔥"Temperance emrine itaat edecek miydi, yoksa daha sonra ona karşı çıkar mıydı? Bu düşünce Lazarus’u huzursuz ediyordu, bu kadının üzerinde gerçek bir güce sahip olmadığının farkındaydı. Onun ne düşündüğünü veya ne kadar endişe duyduğunu umursamadan istediğini yapabilecek biriydi."
❤️‍🔥“Sevginin gösterilmemesinin, hissedilmediği anlamına gelmediğini unutma lütfen."
❤️‍🔥“Belki de davranışlarım yalnızca geçici birer hevesin sonucudur. Belki de bugüne kadar hayatımda başka hiçbir insanı
sevmemişimdir. Belki de sevemiyorumdur.”
Temperance ona yaralı gözlerle baktı, kendini bitkin hissediyordu. “Sana inanmıyorum. Herkes sevebilir.”
Adam başım arkaya atarak keyifsiz bir kahkaha attı. “Herkes mi? Söylediğin şey ne kadar da çocukça. Fahişeler sevebilir mi mesela? Ya da katiller?"
❤️‍🔥"Olan biten bu muydu gerçekten? Kur yapmak? Belki de. Hayatında ilk defa parasını yem olarak kullanmadan bir kadının peşinden gidiyordu. Bu oldukça
garip bir durumdu: Temperance ona sunabileceklerini düşünmeksizin yanına gelmişti. Cazibesini kullanması yeterliydi.
Ki bu konuda da çoğu zaman oldukça cimri sayılırdı."
❤️‍🔥St. John dik oturdu, sesi alçak ve kararlıydı. “Peki, niye o? Bizim sosyal seviyemizde senin ilgini arzulayacak zeki, esprili ve güzel onlarca kadın var.”
“Onların her biri aynı zamanda yıllık gelirim ve ailemin değerlendirmesini de yaparlar.” Caire hafif bir hüzünle gülümsedi. “Ben bunların hiçbirini umursamayan bir kadın istiyorum belki de. Bana baktığında yalnızca bir erkek gören bir kadın.”
❤️‍🔥“Şiir mi yazıyorsun?”
“Tercüme ediyorum, oldukça farklı.”
“Aslında ben oldukça benzer olduğunu düşünüyorum.”
“Nasıl yani?”
Kadın omuz silkti. “Şairler vezin, kafiye ve uygun kelimeleri bulmak için uğraşmıyorlar mı?”
“Bildiğim kadarıyla, evet.”
Kadın ona bakarak gülümsediğinde nefesi kesildi. “Tercümanın da aynı konularla uğraştığını düşünüyorum.”
Kadına baktı. Hayatın bambaşka bir yanında bulunan bu basit kadın bunu nasıl biliyordu? Tercümelerine duyduğu tutkuyu bir cümleyle nasıl dile getirmişti? “Sanınm haklısın.”
“Sende bir şair ruhu saklı,” dedi. “Bunu asla tahmin edemezdim.”
Şu an kesinlikle onunla alay ediyordu.
❤️‍🔥"Sen de buradaki kadınlar gibi zeki ve
konuşkansın. Aynca onlarda olmayan bir şeye sahipsin: Kimsenin yardımı olmadan yaşamayı biliyorsun.”

 


4 Şubat 2025 Salı

Taş Kağıt Makas


ALICE FEENEY

Rock Paper Scissors
Yabancı Yayınları
312 Syf
4/5

 

Herkese merhaba.

Ayın ilk kitabı gerilim türünde oldu. Alice Feeney'in daha önce Ne Yaptığını Biliyorum'u okumuştum. Çok da beğenmiştim. ( O dönem blog sayfam yoktu. O yüzden 1000K daki yorumumu ekliyorum. Ne Yaptığını Biliyorum ) Bu ay sıra Taş Kağıt Makas'a geldi. Belki Daisy Darker'ı da okurum. 

Kısaca Taş Kağıt Makas'ın konusundan bahsedecek olursak: 

"On yıllık bir evlilik. Ömürlük sırlar. Unutulmaz bir yıldönümü."

Adam Wright, yüz körlüğü hastalığı olan bir senarist. Ve işkolik. Eşi Amelia ise, hayvan barınağındaki işine adamış durumda. Evlilikleri bir süredir yolunda değildir. 

Amelia, bir çekilişte İskoçya'da hafta sonu tatili kazanır. Bu tatil ya evliliklerini onaracak ya da tamamen bitirecektir. İkisi de bunun farkında. Farkında olmadıkları bu tatilin tesadüfen kazanmamış oldukları. 

Köpekleri Bob ile zorlu bir yolculuk yaparlar. Kar yağışı artmakta ve fırtına kapıda. Şapele vardıklarında çok şaşırırlar. Etrafta hiçbir şey yoktur. Şapel tamamen izole bir şekilde karşılarında durmaktadır. Tam bu noktada bu tatilin tuhaf olduğunu düşünmeye başlarlar. Şapel tuhaf, ürkütücü ve tuhaftır. Hava şartları kötüleştikçe çiftin adasındaki gerginlik artar. 

Bu tatil ile çift evliliklerini kurtarabilecek mi? İkisinin de sakladığı sırlar neler? İçlerinde biri yalan söylüyor. Ama kim? Ve en önemlisi bu tatili kim organize etti? 

Gerilim türündeki romanlarda mekan çok önemlidir. O gerilimi had safhada hissetmemize katkı sağlar. Taş Kâğıt Makas'daki şapel biçilmiş kaftamdı. Karların arasında izole eski bir şapel...Halk arasında konuşulan hikâyeler, şapelin içerisi (özellikle mahsen), mezarlık ve paranormal olaylar... Yazarı bu konuda başarılı buldum. Yazarın tasvirlerinden sonra bırakın tatil yapmayı bir dakika bile orada durmak istemezsiniz. 

Taş Kâğıt Makas'a ilk bölümlerde bağlandım. Akıllıca kurgusu, şaşırtıcı dönüm noktaları beni sayfalara yapıştırdı. Gerçeği öğrenmem gerekiyordu. Kim? Ve neden yalan söylüyordu? 

Hem Amelia hem de Adam tarafından olayları okuyoruz. Ayrıca her evlilik yıldönümünde Adam'a yazılmış mektuplar. Onları okumaktan çok keyif aldım. 

Ufak tefek klişeler vardı elbette. Ama yazar bence olay örgüsüyle ve şaşırtıcı sonuyla bunu güzel kamufle etmiş. 

İskoçya'da karlar arasında eski bir şapelde hafta sonu tatiline ne dersiniz? Cevabınız evet ise bu kitabı mutlaka okumalısınız. 

ALINTI

⛪"Bazen çocukken kurduğumuz hayaller büyüdüğümüzde bizi olmazlar; küçük gelirlerse mutlu oluruz, büyük gelirlerse üzülürüz. Bazen onları yeniden bulur ve aslında başından beri üzerimize tam oturduklarını fark eder, bir kenara kaldırdığımıza pişman oluruz."

⛪"Koca bir ömrü hikayelerin içine saklanarak geçirmişe benziyorum: Çocukken başkalarınınkini okurdum, şimdi ise kendiminkinleri yazıyorum."

⛪"Yazarlar, en ayrıntılı ve popüler dünyaları yapma yeteneğine sahipken kendilerine seçtikleri dünya genellikle küçücüktür. Bazı atların bildikleri en iyi işi yapıp yarışı kazanabilmeleri için gözlük takmaları gerekir. Kendilerini yalnız hissetmeleri, dikkatlerini dağıtacak hiçbir şey görmemeleri gerekir. Kimi yazarlar da öyledir; yazarlık, tek başına yapılan bir iştir."

⛪"Bazen en masum görünen insanlar korkunç suçlar işlemiş olur. Bazen kötü şeyler yapan insanlar sahiden de kötü insanlardır. Ama bir insanın davranışlarının ardında hep bir sebep vardır."

⛪"İnsanlar hayatımızda ikamet ederler; kimileri yıllarca kalır, kimileriyse turisttir, sadece geçerken uğrar."

⛪"Bir tepenin zirvesine vardığınızda geriye dönüp o yolculuğu tamamlamak için geçtiğiniz yollara bakabilirsiniz. Ama yoldayken durum farklıdır, bazen nereye gittiğinizi ya da nereden geldiğinizi göremezsiniz."

⛪"Bir insanın yalan söylemesinin sebebi hemen her zaman yalanın kendisinden daha ilginçtir."

⛪"Şimdilerde insanları en büyük sorunu buydu işte: Sahip olduklarının kıymetini bilmiyor, her zaman daha fazlasını istiyorlardı. Hem de çalışmadan. Emek harcamadan. İstedikleri olmadığında şımarık veletler gibi sızlanıp duruyorlardı. Çoğu insan dünyanın onları borçlu olduğuna inanıyor, hayatta yaptıkları yanlış seçimlerden başkalarını mesul tutuyorlardı. Ve herkes işler planladığı gibi gitmezse öylece bırakıp kaçabileceğini sanıyordu."

⛪"Çocukken sevdiği ya da onu seven kimse yoksa sevgiyi nasıl öğrenir ki insan?Öte yandan sevmek, nefes almak gibi değil mi? İçgüdüsel? Doğuştan bildiğimiz bir şeyi değil mi? Yoksa sevmek, Fransızca konuşmak gibi mi? Kimse size öğretmezse asla akıcı olamazsınız, pratik yapmazsanız unutursunuz."

⛪"Hayat, piyonların vezir olabildiği bir oyundu. Ama herkes bu oyunu oynamayı bilmezdi. Doğru hamleleri yapmayı öğrenemeyen insanlar hayatları boyunca piyon olarak kalırlardı."

⛪"Keşke insanlar da kitaplar gibi olsalardı.Bir romanın yarısına gelip de beğenmediğinizi fark ederseniz onu bir kenara bırakıp yenisini bulabilirdiniz. Aynısını filmler ve diziler için de geçerliydi. Öyle yaptınız diye kimse sizi yargılamazdı, vicdan azabı duymazdınız, siz söylemek istemediğiniz takdirde kimse bilmezdi bile. Ama insanlar söz konusu olduğunda sonuna kadar gitmek zorunda kalırdınız ve ne yazık ki herkes sonsuza dek mutlu yaşamazdı."

⛪"Hayatımızı fırsat iplikleri ile şans düğümleriyle öreriz. Kimse deliklerle dolu bir gelecek istemez."

⛪"Herkesin bir bağımlılığı vardı ve her bağımlı aynı şey arzulardı: Gerçek hayattan kaçmayı."

⛪"Her hikâye mutlu sonla bitseydi yeniden başlamak için sebebimiz olmazdı. Hayat seçimlerden ve düştüğümüzde kalkmasını bilmekten ibaretti. Ki bunu hepimiz yaparız. Yapamıyormuş gibi davranan insanlar bile yapar bunu."

⛪"Ne kadar uzun süre birlikte olursa olsunlar, hiç kimse bir başkası hakkında her şeyi bilemez ama eğer biliyormuş gibi hissedersen o zaman orada bir terslik var demektir."

⛪"İnsanlar, bir çiftin birbirlerine anlatacak hikâyeleri kalmadağında son kullanma tarihlerinin dolduğunu sanıyorlar."

⛪"Kötü insanlar başlarına gelen kötü şeyleri hak ederlerdi."

⛪"Başka insanların hayat hikâyelerinin keyfini çıkar ama kendi hayatını yaşamayı unutma."

⛪"Evlilik ya büyük ikramiyenin vurduğu bilettir ya da deli gömleğidir."

⛪"Her hikâye mutlu sonla bitseydi yeniden başlamak için sebebimiz olmazdı. Hayat seçimlerden ve düştüğümüzde kalkmasını bilmekten ibarettir. Ki bunu hepimiz yaparız. Yapamıyormuş gibi davranan insanlar bile yapar bunu."


Akıl ve Cinayet

TIRZAH PRICE Jane Austen Murder Mystery #2 Sense & Second - Degree Murder  Go Kitap 384 5/5 "Suç sizi ele verir. Yöntem...