5 Mayıs 2025 Pazartesi

Akıl ve Cinayet



TIRZAH PRICE

Jane Austen Murder Mystery #2
Sense & Second - Degree Murder 
Go Kitap
384
5/5


"Suç sizi ele verir. Yöntemlerinizi, zevklerinizi, alışkanlıklarınızı ve tavrınızı dilediğiniz kadar değiltirebilir ya da çeşitlendirebilirsiniz, ama eylemleriniz ruhunuzu açığa çıkarır."
[On Küçük Zenci, Agatha Christie]

Herkese merhaba.
Bayıldığım bir uyarlama ile geldim. Jane Austen'ın polisiye versiyonları. İkisine de bayılıyorum. Akıl ve Cinayet serinin ikinci kitabı. Artık üçüncü kitap gelsiiiin. (Seri bilgisi aşağıda olacak)

"Ben de herkes gibi mutlu olmak istiyorum, fakat her insan ancak kendi tarzında mutlu olabilirler."
[Akıl ve Tutku, Jane Austen]

Öncelikle Akıl ve Cinayet, Akıl ve Tutku'dan uyarlamadır. Akıl ve Tutku, Jane Austen'ın en sevdiğim romanıdır bu arada. 

Mutlu bir aile olan Dashwoodlar, bilime hevesli, kimya üzerine kendi çapında deneyler yapan on sekiz yaşındaki Elinor'un babasını çalışma odasında ölü bulmasıyla mutlulukları son bulur. Bay Dashwood'un kaybının acısı yaşarlarken evsiz de kalırlar. Ağabeyleri ve onun sinir bozucu karısı onları evden atmıştır. 
Ayrıca babalarının yürüttüğü bir dedektiflik bürosu vardır. Ailenin ortanca kızı Marianne, hep babasına işlerinde yardım etmiş, bir gün çalışma hayaliyle yaşamaktadır. Evlerini kaybetmeleriyle büroda kapanr.
Marianne babalarının ölümünü doğal olduğunu düşünmez. Elinor'a söyler. Bazı şüpheli durumlarla karşılaşırlar. Ve iki kız kardeş babalarının şüpheli ölümüyle ilgili ipuçları toplamaya başlarlar. Ayrıca evin küçük kızını unutmayalım. Hayal gücü muhteşem olan, hikayeler yazan Margaret. 
Dashwood kardeşler hem ipuçları bulmaya hem de Londra sosyetesinde ayakta durmaya çalışırlar. Bu arada aşk da kapılarını çalar.

Tek kelimeyle ba-yıl-dım. Zaten en sevdiğim Jane Austen kitabıydı. Uyarlaması da muhteşem olmuş. Kızlar çok tatlıydı. Onların mücadelesi, araştırma azimleri görülmeye değerdi. Marianne'in dürtüsel ve sezgisel yöntemleri, Elinor'un gözlemci, rasyonel tarafı ve kullandığı bilimsel yaklaşımla adaleti sağlamaları tam ekip işiyidi. Son tatmin ediciydi. Ben tahmin edemedim.
Unutmadan Edward'cığım çok tatlıydı. Filminde Hugh Grant oynamıştı. Bence çok yakışmıştı. Söylemeden geçmek istemedim.

Çok fazla söz gerek yok. Kemerlerinizi bağlayın, kahvenizi ya da çayınızı alın ve kendinizi tarihi cinayet gizeminde kaybolmaya hazır olun!

Jane Austen Murder Mystery Serisi
1) Aşk ve Kuşku
2) Akıl ve Cinayet
3) Manslaughter Park

ALINTI
"Elinor daima soğukkanlılığıyla övünen bir kızdı. Ama son günlerde örgü bir kazak gibi söküldüğünü ve darmadağın olduğunu hissediyordu. İplikler önce yavaşça sökülmeye başlamıştı, ama dikişler gevşedikçe bu süreç hızlanmıştı."

"Bu işte öğrendiğim şeylerden biri de, bazen insanın önemli konuları en sevdikleriyle konuşmakta daha çok zorlandığı."

"Para ancak parayla her şeyi satın alabileceklerini sananlara mutluluk getirebilir."

"Ne yazık ki çoğunluk, kadınların bilimsel konularda söz sahibi olabileceğine inanmıyor. Halbuki ben bir insanın neyin yapıp neyi yapamayacağına cinsiyetine göre karar verilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Ben çok çalışmaya, hayallerinin peşinden koşmaya ve sana inanmayanlara inat kendindini kanıtlamaya inanıyorum."

"... babasının ölümünün doğal sebeplerden olmadığından şüphelenmeye başladığından ve ilk kez adaletin yerini bulmasının nasıl hissettireceğini merak ediyordu. Bir zafer sarhoşluğuna mı kapılacaktı? Huzur mu bulacaktı? Yoksa hemen hemen her konuda onun yokluğunu unutup 'Bunu babama danışmalıyım' diye düşündüğündeki gibi yüreği sızlamaya devam mı edecekti?"

"En iyi hikâyeler içlerinde cinayet ve ihanet barındıranlardır."

"İnsanlar iki türlü cinayet işler. Ya o anın yoğunluğuyla düşünmeden hareket eder ya da bunu planlayarak. Planlı bir şekilde öldürenler öldürme eyleminden zevk alırlar."

"Dashwoodlar masumca kendi işlerine bakan sodyum bikarbonattı ve Fanny de üzerlerine dökülüp onları köpürten sirkeydi."


Ali ve Nino

KURBAN SAİD

Ali and Nino: A Love Story
Elhamra Yayınları
216 Syf
3/5



Herkese merhaba.
Hikayeden çok yazar dikkatimi çektiği kitap olan Ali ve Nino ile geldim. Dikkat çekmesinin nedeni "Hayalet Yazar" olması. Yazar hakkında pek bir bilgi yok. İsminin Kurban Said olduğu  bile değil.

1918-1920 yıllarında Bakü'de Bolşevik Devrimi yaşanmak üzereyken Müslüman bir Azeri genci Ali Han Şirvanşir ile Hristiyan Gürcü kızı Nino Kipiani'nin imkansız aşkını okuyoruz. Biri Doğu biri Batı. Aralarındaki sınırları kaldırmak zorundadırlar. Onların aşkı sadece kültür farkıyla sınanmıyor. Devrim ve savaşla da sınanıyor. 
Ali ve Nino'nun aşkı bizi Bakü'ye, Tiflis'e, Tahran'a dağlara ve çöllere götürüyor. 

Aslında kitabı bitireli bir hafta oldu. Normalde sıcağı sıcağına yazmayı tercih ederim. Zihnimdekilerin tazeyken. Maalesef biraz gecikmeli oldu bu sefer. 
İlk başlarda çok sıkıcı geldi. Ne yalan söyleyeyim. İkinci yarısında daha heyecanla daha merakla okudum. Daha çok göz yaşı, daha çok hüzün bekliyordum. Son haricinde beklentimi karşılamadı. 
Kısacası ortalama bir okuma oldu.


ALINTI
"Kafkasların üç büyük milletin temsilcileri: Bir Gürcü, bir Müslüman ve bir Ermeni. Aynı göğün altında aynı toprağa doğduk. Hem farklıyız hem de aynıyız Tıpkı Tanrı'nın üçlüsü gibi... Avrupalıyız ama Asyalıyız da... Doğu'dan ve Batı'dan alıyoruz ve ikisine de bir şeyler katıyoruz."

"Bizim ülkemizde sıradan insanların konuşacak sadece üç konusu vardır: din, politika ve iş dünyası. Savaş üçüyle de alakalıydı. Her zaman her yerde istediğiniz kadar savaştan bahsedebilirdiniz ve bu konunun sonu yoktu."

Mavi Trenin Esrarı


AGATHA CHRISTIE

The Mystery Of The Blue Train
Altın Kitap
288
4/5


Herkese merhaba. 
Bir Agatha Christie kitabı ile geldim. Daha önce Yakut Kana Bulandı ve Öldüren Miras adıyla basılan Mavi Trenin Esrarı, konusu dışında yazılış öyküsü de ilginç. Agatha Christie o dönem eşinden ayrılmak üzeredir ve kızı ile Kanarya Adaları'na gitmiştir. Yazma isteği olmamasına rağmen para kazanması gerekmektedir ve bundan dolayı bu kitabı yazar. 

Konusuna gelecek olursak; Amerikalı Ruth Kettering, babası tarafından meşhur bir mücevher hediye edilir. Zamanında Rus Cariçesi Katherina'ya ait olan Ateşten Kalp olarak adlandırılan bir mücevher. O mücevher ile Zengilerin Treni olarak bilenen "Mavi Tren" ile Nice'ye doğru yolculuğa çıkar. Tren Nice'ye geldiğinde kondüktör uyuyan Ruth'u uyandırmaya gider. Fakat Ruth'u uyandıramaz. Çünkü yüzü tanınmayacak şekilde ağır darbeler alarak öldürülmüştür. Ayrıca mücevher de ortalarda yoktur. 
Ne tesadüf ki trende dedektifimiz Hercule Poirot'da vardır. Olaya müdahil olur. Hatta Ruth'un babası tarafından görevlendirilir. 
Ruth'u ayrı yaşadığı eşi Derek mi öldürdü? Basit bir soygun mu? Yoksa daha fazlası mı? 

İlk 100 sayfa biraz sıkıcıydı. Mücevherin alınma aşaması, başka bir karakterin o tren biniş sebebi gibi kısımlar vardı. Sonrasında cinayet işlenir ve Poirot sahneye çıkar. Ondan sonrası su gibi akıp gitti. Katili tahmin ettim. Yuppi. Tahminimin doğru mu düşüncesiyle heyecanla okudum. 
Bu arada şaşırtıcı olaylar ve aşk meseleleri de var. Hercule Poirot her ne kadar emekliğe ayrılsada formundan hiçbir şey kaybetmemiş. Gri hücreler son derece iyi çalışıyor, polisin göremediğini görüyor. 
Mavi Trenin Esrarı, evet diğer Agatha Christie kitaplarından farklıydı. Evet zorlama yazıldığı belliydi ve evet ilk bölümler sıkıcıydı... Ama ben yine de çok beğendim. Heyecanla, keyifle okudum. 

ALINTI
"Trenler çok insafsız ola­biliyor, değil mi Mösyö Poirot? İnsanlar öldürülüyor, ölüyor ama onlar yollarına devam ediyorlar. Saçmaladığımın farkındayım ama sanırım siz ne dediğimi anlıyorsunuz." 
"Evet, evet, biliyorum. Yaşam aynen bir tren gibi. Uzayıp gidiyor. Ve geçip gitmesi de çok iyi aslında."
"Niçin?" 
"Çünkü trenler eninde sonunda yolculuğun sonuna ulaşırlar matmazel."

"İnsanların size en gizli duygularını açmalarının en kötü yanı da bu! Sizi bir daha istemezler."

"Keşke hayatta her şey siyah ya da beyaz kadar kesin ve açık olarak belirlenebilse. Ama maalesef yaşam öyle değil, matmazel. Henüz açık olarak kendilerini göstermeyen, ancak insanların üstüne gölgeleri düşen öyle çok şey var ki."

"Daima iki doğru vardır. İyi bir adam kötü bir kadının aşkıyla mahvolabilir; ama tabi bunun tam tersi de olasıdır. Kötü bir adam da iyi bir kadının aşkı nedeniyle mahvolabilir."

"Eğer bilmece çözme ye­ teneğiniz varsa, biraz da gri hücreleriniz çalışıyorsa, dedektif olarak başa­rılı olmamanız için hiçbir neden olamaz."


Gerçek Aşkın Laneti



STEPHANIE GARBER

Once Upon a Broken Heart #3
A Curse For True Love
Dex Yayınları
312 Syf
3,5


Herkese merhaba. 

Once Upon a Broken Heart Serisi'nin son kitabı Gerçek Aşkın Laneti ile geldim. 

Öncelikle Caraval'ın sihirli dünyasını çok sevdim. Caraval Serisi'ni ilk onu okumam gerekiyormuş aslında seriyi okurken öğrendim. O sihirli dünyayı daha yakından tanımak için en yakın zamanda o seriyi okuyacağım. 
Kitabın ilk başları biraz durağandı. Yavaş ilerledi. Bunun nedeni Evangeline'in durumuyla ilgiliydi. Sonra bazı şeyler düzelince ve ortaya çıkınca daha keyifli olmaya başladı. 
Jacks muhteşemdi. Keşke daha fazla görebilseydik. Apollo bölümleri iyi hoştu da benim gözler hep Jacks'i aradı. İkiliyi daha çok yanyana görmek isterdim.
Bu kitapta da sürprizler var. Bazı sırlar ortaya çıkıyor. 
Serinin son kitabında beklentim yüksekti. Güzeldi ama bekletimi tam olarak karşılayamadı. Kafamda bir iki soru işareti kaldı. 
Seri hakkında hatırlatma yapmam gerekirse; peri masallarına ve bir gün mutlu sona ulaşacağına inanan Evangeline Fox önce aşkı için taşa dönüşmüş (Kupa Prensinden yardım istemişti) sonra da peri masallarıyla büyüdüğü Muhteşem Kuzey'e gitmişti. Burada yakışıklı prens Apollo ile evlenmişti. Tabii Kupa Prensimiz Jacks'de burada. Kader Tanrılarının, vampirlerin olduğu sihirli bir dünya. 

SPOILER!!! 
İkinci kitapta Evangeline meşhur kemeri açmış, Jacks onun hayatta kalması için ağır bir bedel ödeyeceğini bile bile taşları bir araya getirmişti. Gerçek Aşkın Laneti'ne bu şekilde başlıyoruz. 
Evangeline hafızasını yitirmiş ve Apollo ile birlikte. İlk başlarda Jacks yok. Evangeline'i öldürmek isteyenler var. Valorlar tekrardan hayattalar. İçlerinden birine çok sinir olacaksınız. 
Evangeline hafızasına bu kadar basit bir şekilde kavuşmamalıydı. Son olarak Jacks neden elma? 

ALINTI
"Umut etmek, hayal kurmak ve sihre inanmak Evangeline için nefes almak gibiydi."

"Gücün verilmesi kolay, geri alınması zor olurdu."

"Bir zamanlar, peri masallarına inanan bir kız, asla sevmeyeceğine ant içmiş bir prensin kalbini çalmıştı. "

"Evangeline ilk görüşte aşk öykülerine her zaman bayılırdı ama kitapta o kadar sık ilk görüşte aşk sözü geçiyordu ki neredeyse kitabın sonunda bir reklam göreceğini düşünmeye başlamıştı: İlk Görüşte Aşk Parfümleri: Mutlu Sonu Aramaktan Bıktınız mı? Artık Aramayın, Hemen Sıkın!"

"Ondan bir parça istiyordu. Onu kendine saklamak istiyordu. Daha sonra kullanmak için elinde tutmak istiyordu.
En azından kendine öyle diyordu.
Bu kız yalnızca bir anahtardı.
Bir insan.
Bir saplantı değildi.
Onun saplantısı değildi."

28 Nisan 2025 Pazartesi

Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma



STEFAN ZWEIG

Unvermutete Bekanntschaft mit einem Handwerk
İş Bankası Kültür Yayınları
60 Syf
4/5

Herkese merhaba. 
Her hikâyesiyle tasvir ve analizleri ile dikkat çeken, kısacık olmasına rağmen büyük analizler çıkartan yazarlardan biri olan Stefan Zweig'ın bir kitabıyla geldim. Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma yazarın okuduğum 22. eseri oldu. 
Kitap iki hikâyeden oluşuyor. 

İlki Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma. 
İki yıl aradan sonra güzel bir bahar gününde Paris'e gelen genç bir adamın ilginç gözlemlerine şahit oluyoruz. Genç adam Paris sokaklarındaki kalabalığa bakarken üstü başı perişan biraz yaşlıca bir adam dikkatini çeker. Onun hakkında varsayımlarda bulunur. İlk gizli polis olduğunu düşünür. Daha sonra o adamın gerçek niyetini keşfeder. Yankesicidir. Gözünü ondan alamaz. Yaptığı şeyi ya cerraha benzetir ya da sanatçıya. Kendini öyle bir kaptırır ki kendisini onun peşinden giderken bulur. Sonu mu? Sürpriz olsun. 
Şimdiye kadar okuduğum en iyi Zweig hikâyelerinden biriydi. Öyle bir anlatmış ki yankesiciliği gerçekten bir zanaat olarak kabul ediyorsunuz. Kahramanımız ile o heyecanı sonuna kadar yaşıyor, yankesiciye üzülüyor, hatta onun suçuna ortak olup teşvik ediyorsunuz. Asıl önemlisi ise "vicdan" ile "ahlak" arasında gidip geliyorsunuz. 

İkinci hikâye ise Prater'de İlkbahar. 
Brujuva sınıfından bir kadının at yarışı için giyeceği elbisesi yetişmez. O arada eski, sıradan bir elbisesi denk gelir. Elbiseyi giyer ve dışarı çıkıp Prater'a sokaklarında geçmişe döner. Sıradan insanlar gibi bir gün geçirir. Eve döndüğünde iki yaşam arasında ikilemde kalır. 
Çok kısa bir hikâye olduğu için daha fazla anlatmak istemiyorum. Bu hikâyeyi pek sevemedim maalesef. 

ALINTI
" Ve gittikçe aydınlanan yeni günden korktuğunu hissetti. Fakat yavaş yavaş yine bir önceki günü düşünmeye başladı, karanlık ve bulanık hayatına yolunu kaybetmiş gibi düşen önceki günü. Ve olacakları unuttu. Dudaklarını harika bir rüyadan mutlu bir şekilde uyanmış bir çocuğun gülümsemesi vardı."

"Oda karanlık ve dardı. Fakat sonsuz bir mutluluk huzurlu ve memnun bir şekilde kanatlarını açmıştı. Aşkın sıcak güneşi derin karanlığı aydınlatıyordu."

"Ben onun hayatını tanımaya çalıştıkça, onun içindeki bir güç, benim en gizli arzularımı yerine getirmesini söylüyordu sanki."

"Ben onun hayatını tanımaya çalıştıkça, onun içindeki bir güç, benim en gizli arzularımı yerine getirmesini söylüyordu sanki."

"... bugüne kadar bu zor ve öğrenilmesi neredeyse imkânsız zanaatın - güpegündüz, sokak ortasında yankesicilik yapmanın bu kadar korkunç, tehlikeli ve gerilimli bir zanaat olduğunu hiç tahmin etmezdim. Bugüne kadar benim için yankesicilik büyük bir arsızlık, bir ev becerisiydi, hokkabazlık, cambazlık gibi el çabukluğuydu."

"Haydi, esirgeme benden hiçbir şey, saklama kendini, daha fazla ver, daha fazla, vahşice, daha vahşice, her defasında farklı, yeni çığlıklar, seslenişler, kornalar, kesik sesler, bunlar yormuyor beni, çünkü tüm duygularım senin için açık, haydi ilerle, devam et, haydi ben nasıl kendimi sana veriyorsam, sen de kendini bana ver, sonsuz sürprizleriyle her zaman şaşırtan, her defasında insanın yeniden büyüleyen muhteşem kent."


25 Nisan 2025 Cuma

Sherlock Holmes (8 Hikâye)


SİR ARTHUR CONAN DOYLE
Ren Kitap



Herkese merhaba. 

Sherlock Holmes macerama 8 hikâye ile devam ediyorum. Bu ayki hikâyelerim:

1) Mühendisin Parmağı
2) Asil Bekâr 
3) Zümrüt Taç
4) Akgürgenlerin Esrarı
5) Gümüş Şimşek
6) Sarı Surat
7) Borsacının Kâtibi (Borsa Kâtibi) 
8) Gloria Scott

Bir kaçını ikinci kez okudum. İçlerinde Mühendisin Parmağı, Akgürgenlerin Esrarı, Sarı Surat ve Gloria Scott'u beğendim. 
İki hikâyenin yeri ayrıydı. İlki Sarı Surat. Duygusal bir sonla biten ve Sherlock Holmes'u yanıltan bir vakaydı. İkincisi ise Gloria Scott. Holmes'un ilk vakası diyebiliriz. Bu vakadan sonra yeteneklerini kullanmaya karar verir. 

Şimdi sıra konularından bahsetmekte. 

MÜHENDİSİN PARMAĞI
Dr Watson'un evliliğinden kısa bir süre sonra gerçekleşen bir olay. Bir sabah erken saatte kondüktör Watson'a bir hasta getirir. Gelen hasta genç bir mühendistir ve üstü başı kan içindedir. Mühendisin başparmağı kopmuştur. Başıdan geçenleri polis dahil kimsenin inanmayacağını düşünür. Olanları Watson'a anlatır. Daha sonra Sherlock Holmes'dan yardım isterler. Mühendisin aldığı bir iş nedeniyle bu hale gelmiştir. Hep birlikte olayı çözmek için Berkshire'daki Eyforda'a giderler. 
İlginç ve ilahi adalet dediğimiz bir son bizi bekliyor. 

ASİL BEKÂR
Bu sefer yardım isteyen o dönem evliliği ve garip boşanması ile yüksek çevrelerde epey zaman konuşulan talihsiz damat Lord St. Simon. Holmes'a Lord Backwater'ın tavsiyesi ile gelmiştir. Ayrıca Scotland Yard'dan Lestrade'nin işbirliği yapmaya hazırdır. 
Lord St. Simon, Kaliforniya'lı zengin bir ailenin tek kızı Hatty Doran ile sade bir törenle dünya evine girer. Törenden sonra herkes Doran'ın babasına ait malikanede hazırlanan bir kahvaltıya gider. Ne olduysa o zaman olur. Kahvaltı sorasında gelin odasına gider ve üstünü değiştirip evden çıkar. Ondan sonra Hatty Doran'dan haber alınamaz. 
Vee her zamanki gibi Holmes'un zekasıyla olay çözülür. İlginç bir son bizi bekliyor. 

ALINTI
"Sıradan vakalar genelde daha ilginç olurlar.

ZÜMRÜT TAÇ
Londra'nın ikinci büyük bankasının ortaklarından olan Alexander Holder'ı ilk pencereden Watson fark eder. Holder telaş halindedir. Hatta bu durum deli gibi gözükmesine neden olur. Holder sonunda kapıyı çalar ve derdini anlatmaya başlar. 
Bankaya bir müşteri gelir. Yüklü miktarda para ister. Teminat olarak da otuz dokuz tane büyük boy zümrüt ve paha biçilmez altın zincir. İmparatorluğun en değerli mücevherlerinden Zümrüt Taç'ıdır. Holder kabul eder, parayı verir. Mücevhere bir şey olur korkusuyla evine kadar götürür ve onu kasaya koyar. O gece bir gürültüyle uyanır. Odasından çıktığında oğlunu elinde taç ile bulur. Oğlu yamulmuş tacı düzeltmeye çalışmaktadır. Ve üstündeki zümrütlerden üçü eksiktir. Hemen polis çağırır. Daha sonra da zümrütlerin bulunması için Holmes'a gelir. 
Az çok tahmin edilebilir bir olaydı ama yine de güzel bir hikâyeydi. 

ALINTI
"Benim bir sözüm vardır; imkânsızı çıkardığında elinde kalan şey gerçeklerdir.

AKGÜRGENLERİN ESRARI
Holmes ilginç bir mektup alır. Mektup Violet Hunter adında genç bir bayandandır. Mektupta yapılan bakıcılık tellifini kabul edip etmeme konusunda yardım istediği yazmaktadır. Bunun neresi ilginç? Ve Holmes'un nasıl bir yardımı olabilir? Soruların cevabını Violet'in gelmesiyle öğreniriz. Teklif çok büyük bir meblağdır. Paraya ihtiyacı olan Violet bu teklifi kabul etmek ister. Kabul ederse saçlarını kesmesi gerekmektedir. Bu durum tuhaf geldiği için Holmes'a gelmiştir. Holmes da şüphelenir ve kabul etmemesi gerektiğini söyler. Ederse de ufak bir sorunda olsa telgraf çekmesini ister. Violet teklifi kabul eder. Kısa bir süre sonra Holmes'a bir telgraf gönderir. Winchester'daki Black Swan adında otele gelmelerini ister. Holmes ve Watson hemen gider. Kendilerini ilginç olayların içerisinde bulurlar. Holmes'un içgüdüleri yanılmamıştır. 
İlâhi adalet bir son bizi bekliyor. 

ALINTI
"... bir dokumacıyı dişinden, bir dizgiciyi sol başparmağından tanıyamayan, gözlem yapmaktan aciz bir halk, analiz ve akıl yürütmenin ince ayrıntılarından ne anlar! Ama sen kendin sıradansan seni suçlayamam, çünkü o eski büyük vakaların zamanı geçti artık. İnsan, en azından suçlu insan, bütün cesaretini ve orijinalliğini kaybetti. Benim mesleğim de, öyle görünüyor ki yatılı okullardaki genç bayanların kayıp kurşun kalemlerini bulma ajanslığına doğru gidiyor. Sanırım artık dibe vurdum."

"Biliyor musun Watson," dedi, "benimkisi gibi düşünen bir zihin, baktığı her şeyde işiyle ilgili ayrıntıları görmesinin laneti altındadır. Sen bu tek tük evlere bakıp güzelliklerinden etkileniyorsun. Onlara ben baktığımda ise, tek bir şey görüyorum; birbirlerinden çok uzaklar ve suç işlemek için çok uygun bir yerdeler."

GÜMÜŞ ŞİMŞEK
Holmes ile Watson bu hikâyede King's Pyland Dartmoor'a gidiyor. 
Wessex Kupası yarışması yaklaşırken favori atı olan, talihli sahibi Albay Ross'a bir çok ödül kazandıran at Gümüş Şimşek kayıptır. Ayrıca onunla ilgilenen bakıcısı Straker'de ahırın yanınlarında ölü bulunur. 
Beni şaşırtan, beklemediğim bir sondu. 

SARI SURAT
Holmes ve Watson yürüyüşe çıktıkları vakit telaşlı genç bir bey gelir. Onlar gelene kadar da gider. Daha sonra tekrar gelir. Eşiyle ilgili sorunları vardır. İlk başlarda mutlu bir evliliği olan çiftin komşu eve birilerinin taşınması ile eşi Effie'nin tuhaf davranışları ve yalan söylemeleri başlar. Bu durum aldatıldığını düşündürür. 
Sherlock Holmes, şuana kadar okuduğum hikâyeler içerisinde ilk kez yanılır. Kendisi de bu durumu kabul eder. Açıkçası ben de Holmes gibi düşünmüştüm. Böyle bir son beklemiyordum. Ayrıca son çok duygusaldı. 

ALINTI
"Watson biliyor musun," diye seslendi, "insanın kendine çok güvenmesi her zaman iyi olmayabilir. Bugün yaşadığımız olaya bakarak bu sonuca rahatlıkla ulaşabiliriz. Bir gün kendime bu kadar çok güvenmem nedeniyle yanlış yapacağıma kanaat getirecek olursan, lütfen kulağıma 'Norbury' diye fısıldar mısın?"

BORSACININ KÂTİBİ (Borsa Kâtibi) 
Bir gün Watson muayenehanedeyken Holmes gelir. Birmingham'a bir vaka için gelip gelmeyeceğini söyler. Kabul etmesiyle aşağıda arabada bekleyen içinde de yardım isteyen Bay Pycroft İle hep birlikte yola koyulurlar. Bay Pycroft finans kurumlarında çalışan bir kâtip. Bir süredir işsiz. Uzun süre iş arar ve sonunda bir iş bulur. Ama başlamadan bir kaç gün önce çok cazip bir iş teklifi alır. İşi kabul eder. Tuhaf bir iştir. Alakasız işler verilir. Ayrıca şirkette kendinden başka kimse yoktur. Gözlemleri sonucunda bazı şeylerden şüphelenir, işin içinden de çıkamayınca Holmes'dan yardım ister. 
Değişik bir hikâye idi. Beklemediğim bir sonla bitti. 

GLORIA SCOTT
Sherlock Holmes'un ilk vakasına geldik. 
Holmes'un kolejde geçirdiği iki yıl boyunca tek arkadaşı Victor Trevor ile ilgili. Uzun tatilinin bir ayını Victor'un Sulh Hukuk Hakimi babasının evinde geçirir. Holmes'un yeteneği hakimi huzursuz eder. Son akşamında da hakimin eski bir tanıdığı olan denizcinin gelmesiyle işler değişir. Holmes eve döner. Ama bir süre sonra tekrar Victor'un babasının evine dönmek zorunda kalır. Victor acil çağırmıştır. Hakim babası felç geçirmiş, ölmek üzeredir. Holmes'u istasyondan alır ve eve gidene kadar babası ölür. Ölürken bir kaç kelime söylemiştir. O bir kaç kelimeyle tüm sırlar ortaya çıkar. 

20 Nisan 2025 Pazar

Aile İçi Cinayet




CARA HUNTER

Murder In The Family
Olimpos Yayınları
536
4/5

Herkese merhaba. Cara Hunter'in kalemiyle sonunda ben de tanıştım. Bu arada yazarın Dedektif Adam Fawley Serisi'nin dördüncü kitabı satışa çıktı. 

2003 yılında Londra'da Luck Ryder'ın feci şekilde dövülmüş cesedini, karısına ait lüks bir malikanenin bahçesinde 15 yaşındaki üvey kızı tarafından bulunmuştur. 
Eve ne zorla girilmiş ne de başka birinin izine rastlanmamıştır. Polis hiçbir ipucuna rastlamamış, cinayet faili meçhul olarak kalmıştır. 
20 yıl sonra çözümsüz kalan Luck'un cinayeti, o zaman 10 yaşında olan üvey oğlu Guy Namlı adında bir belgesel dizi ile gerçeklerin ortaya çıkmasını ister. Bu dizide alanında uzmanlar vardır. Ve hep birlikte olayı çözmek için tüm bilgi ve yeteneklerini ortaya koyar. 
Guy'un tek isteği tüm gerçeklerin ortaya çıkmasıdır. O gerçekler ne olursa olsun. 

Aile İçi Cinayet farklı bir kitaptı. Yazar düz metin şeklinde yazmamış. Belgesel dizi formatındaydı. Nasıl mı? Her bölüm başında jenerik müzik, gazete kupürleri, olayla ilişiği olduğu düşünülen kişilerle röportajlar, olayların canlandırılması... Geri kalan kısımlarda ise programdaki uzmanların diyalogları. İlk başlarda biraz tuhaf geldi bu durum. Ama sonra alışınca hoşuma gitti. 
Açıkçası katil baştan belliydi. Ama bu durum beni pek rahatsız etmedi. Neden bu cinayeti işlediğini ve şaşırtıcı sürprizlerle merakla okudum. Ben beğendim. Yazarın Dedektif Adam Fawley Serisi'ni en yakın zamanda okuyacağım.

ALINTI

"Caroline gibi insanlar bu tip durumlarla böyle başa çıkar. Ka­ palı kapılar ardında olup bitenler başka bir şeydir; el âlemin öğrenmesine izin vermekse bambaşka bir şey."

"Gözden kaçırıl­ması kolay olan küçük şeyler genellikle bir davayı çözer."

"İnsanların inanmasını istediği tüm o "tesadüfler" aslında tesadüf değildi."

"Gerçeği bulmak istiyorum. Gerçek her ne olursa olsun."

Akıl ve Cinayet

TIRZAH PRICE Jane Austen Murder Mystery #2 Sense & Second - Degree Murder  Go Kitap 384 5/5 "Suç sizi ele verir. Yöntem...