PATI CALLAHAN HENRY
The Secret Book of Flora Lea
Arkadya Kitap
496 Syf
5/5
Herkese merhaba.
Arkadya Kitap'ın son kitabı, iki zaman diliminde ilerleyen (en sevdiğim kurgulardan) ve son zamanlarda beni en çok etkileyen kitaplardan biri olan Fısıltı Korusu ile geldim.
İlk yolculuğumuz 1939 yılının savaş dönemi İngiltere'si. Savaş sırasında İngiltere yönetimi Fareli Köyün Kavalcısı adını verdikleri bir operasyon gerçekleştirmiştir. Bu operesyonla şehirdeki çocukları Alman bombalarından korumak için ailelerden uzağa kırsallara hatta başka ülkelere gönderilmiştir. On dört yaşındaki Hazel ve beş yaşındaki Flora kardeşler de onlardan sadece ikisi. Hazel ve Flora Oxfordshirelı bir ailenin yanına gönderilir. Bayan Aberdeen ve oğlu Harry'nin yanında yaşamaya başlarlar.
Hazel ile Flora savaşın en kötü dönemlerine katlanabilmek için kendilerine özgü bir dünya uydururlar. Hazel her fırsatta Fısıltı Korusu adını verdikleri bu dünya ile ilgili masallar anlatır.
Bir gün nehrin kıyısında oynadıkları zaman Flora kaybolur ve bir daha asla bulunamaz.
Diğer yolculuğumuz 1960 yılının İngiltere'si. Flora'nın kaybından 20 yıl geçmesine rağmen Hazel bir gün bile onu unutmamış, her günü özlemle geçmiştir. Hazel şuan nadide kitapların satıldığı bir kitapçıda çalışmaktadır. Bir gün yeni gelen kitapların kayıtlarını yaparken karşısına adının Fısıltı Korusu ve Yıldızlar Nehri ve kitabın kapağında da kızların illüstrasyonu olduğu bir kitap çıkar. Hazel çok şaşırmıştır. Çünkü bu masallar kardeşi ile aralarında olan bir sırdır. Acaba kardeşi yaşıyor mu? Bu soru Hazel'in kurduğu düzeni etkilerken, geçmişin sırları da ortaya çıkaracaktır.
Öncelikle benim için büyüleyici bir okuma oldu. Karakterler mükemmeldi. Her iki zaman dilimindeki anlatımı da eşit derece çekici buldum. Ve tabii ki Fısıltı Korusu bölümleri büyüleyiciydi. İki kız kardeş ile o büyülü yere ışınlanmış gibi hissettim.
Yazarın notu bilgilendiriciydi. Bazı bölümlerin yazara hangi tarihi olaydan ilham aldığını ayrıntılı anlatıyor. Ve evet Fareli Köyün Kavalcısı Operasyonu gerçek bir olay.
Ayrıca Tolkien'in peri masallarının çocuklar üzerindeki etkisi vurgulanmış.
Kitabı elimden bırakamadım (Ani taşınma kararı ve taşınma sürecinde bile okumaya devam ettim.) ve II. Dünya Savaşı Londra'sının, II. Dünya Savaşı sonrası Londra'sının, Whisperwood'un fantastik dünyasının derinlerine daldım.
Fısıltı Korusu yer yer yürek burkan, yer yer büyüleyici ve umut dolu güzel bir hikâye. Mutlaka okumalısınız.
ALINTI
"Sanki ekmek kırıntılarını takip ederek daha fazla ekmek kırıntısına ulaşıyorum."
"Burası umudun umutsuzlukla buluştuğu yer miydi? Geçmişin günümüze koştuğu yer? Kaybedilenlerin acısının yerini neşenin aldığı yer?"
"Bu sihirli bir masal değildi; söz konusu kız kardeşiydi.
Bu gerçek hayattı."
"Gözleri kapalı halde, kanına karışan şaşkınlık, gözyaşları ve hayal kırıklığıyla orada ne kadar uzun süre kalmıştı? Sonraki günlerde bunu birçok kez merak edecekti. Vücudu zonkluyordu, her şey aynı anda üzerine çullanıyordu: öfke ve arzu, ihtiyaç ve korku, kayıp. Ölmüş babası. Yorgun düşmüş annesi, Kelty'nin annesi, bombalar, savaş ve korku.
Ve Fısıltı Korusu'nu yok edişi, onu Flora'dan söküp alışı.
Ve sonra Harry'e, onun dokunuşuna, sahip olduğunda daha fazlasına, geceleri onu uyanık tutan bir şeye duyduğu özlem."
"Peggy hayatının sayfalarının hayal ettiğinden daha hızlı bir şekilde ileriye doğru çevrildiğini ve tehlikeli ya da harika bir şeye doğru itildiğini hissediyordu; bilmiyordu, bilemezdi ama masalsı bir şeylerin döndüğü kesindi.
Gece yarısı bir bavulla sahilde."
"En iyi hikâyeler ruhu inşa eder. Ancak kendimiz hakkında anlattığımız hikâyeler ve hatta başkalarının bizim hakkımızda anlattığı üzücü hikâyeler de ruhu yok edebilir. İyi ve doğru olanı seçmeliyiz, yok edecek olanı değil."
"Ama eğer kendi hayatını yaşamıyorsan, kimin hayatını yaşıyorsun ki?"
"Bazen durup birilerinin bizi kurtarmasını bekleyemeyiz."
"Eğer bana yardım edersen senden şu anda hoşlandığımdan daha fazla hoşlanacağım ve senden şu anda hoşlandığımdan daha fazla hoşlanırsam, sen benden hoşlanmayabilirsin."
"Beklenmek ne büyük bir mucize, diye düşündü Hazel, birilerinin onu beklemesi kesinlikle muhteşem bir şeydi."
"Ne çok uzun zaman önce ne de çok uzak bir yerde, tam burada," diye fısıldadı Hazel karanlığa, "her şeyin olabileceği, dilediğimiz her şeye dönüşebileceğimiz, ormanlarında yıldızlardan bir nehrin aktığı bir diyar vardı. Gizli kapılar için gözlerinizi açık tutun! Her yerdeler ama sadece buna layık olanlara görünürler. Ve biz buna layığız."
"Hazel babasının kucağına oturmuş, o da ailesinden kalma soğuk mavi Grimm Kardeşler kitabından Külkedisi hikâyesini okumuştu. Annesi mutfakta yemek yapıyordu ve dünya hâlâ iyi ve gerçek bir yerdi, kuşlar kötücül üvey kardeşlerinin gözlerini oyuyor olsa da."
"Geçmişi onu geride tutan bir çapaydı; ona bağlı ipi kesmesi gerekiyordu."
"Herkes bunu bilerek doğar," dedi Audrey. "Ama yetişkinler, yaraları, yapılacak işleri ve kendileri için önemli gibi görünen ama aslında hiç de önemli olmayan önemsiz şeylerle bu bilgiyi unuturlar. Acıların, kayıpların ve kalp ağrılarının o kapıları kapatmasına izin verirler."
Jane fısıldadı: "Ama çocuklar hatırlar."
"Kimse, savaş bitene kadar onların nerede kalacaklarına karar veremezdi. Nerede kalacaklarına kendisi karar verecekti. Bu yeni yer hakkında fazla bir şey bilmiyordu, henüz. Kervan, yolda kurulacaktı."
"Ne çok uzun zaman önce ne de çok uzak bir yerde, bir zamanlar var olan ve bizimle birlikte olmaya devam eden görünmez bir yer vardı."
"Bir kayıp ve bir kazanç. Neredeyse her efsanede analtıldığı gibiydi: doğum, ölüm, yeniden doğuş. Bir şey ölüyor, bir başkası doğuyordu. Eski bir iş. Yeni bir iş."
"Kâğıt hamuruyla tozun ve tarihin kokusu, arka bahçesindeki çitten koparıp kasanın üzerindeki vazoya yerleştirdiği leylakların tatlı kokusuna karışıyordu."
"Kimse, savaş bitene kadar onların nerede kalacaklarına karar veremezdi. Nerede kalacaklarına kendisi karar verecekti. Bu yeni yer hakkında fazla bir şey bilmiyordu, henüz. Kervan, yolda kurulacaktı."
"Ne çok uzun zaman önce ne de çok uzak bir yerde, bir zamanlar var olan ve bizimle birlikte olmaya devam eden görünmez bir yer vardı."
"Bir kayıp ve bir kazanç. Neredeyse her efsanede analtıldığı gibiydi: doğum, ölüm, yeniden doğuş. Bir şey ölüyor, bir başkası doğuyordu. Eski bir iş. Yeni bir iş."
"Kâğıt hamuruyla tozun ve tarihin kokusu, arka bahçesindeki çitten koparıp kasanın üzerindeki vazoya yerleştirdiği leylakların tatlı kokusuna karışıyordu."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder