31 Ağustos 2024 Cumartesi

Psikoz


Linwood Barcley

Koridor Yayıncılık
504 Syf
4/5

Herkese merhaba. Ayın son kitabıyla karşınızdayım.

Thomas Kilbride, duyduğu iç sesler yüzünden CIA'e danışmanlık yaptığına ikna olmuş bir şizofren. Çocukluğundan bu yana haritalara karşı takıntılık derecede ilgisi var ve hatta bu konuda özel bir yeteneğe de sahip. CIA'e de bu açıdan danışmanlık yapıyor kendince. Dünya bir saldırıya uğrayacak tüm online haritalar silinecek. Bu saldrıya hazırlık olarak da Thomas, internette tüm şehirleri geziyor, sokak sokak ezberliyor. Bir gün yine o sitede dolaşırken gözüne bir apartmanın penceresi takılır. O pencerede bir kadın öldürülüyordur...
Babaları kısa bir süre önce ölen Thomas'ın kardeşi Ray, bir süreliğine Thomas'ın yanında kalmaya karar verir. 
Thomas gördüğünü Ray'e gösterir ve görüntünün bir çıktısı ile New York'taki o sokağa kontrole gönderir. Ve bundan sonra olaylar daha da tuhaflaşmaya başlar. Thomas'ın sanrıları, açıklanamayan olaylar derken Ray hayal ve gerçek arasında sıkışıp kalır. Ama bu durum onun araştırma yapmasını engellemez. 

Öncelikle ikilinin ilişkisini çok beğendim. Okurken bana Rain Man filmini hatırlatmıştı. Bir bölümde de konusu oluyor hatta. 
Kitabın ilk bölümleri biraz ağır ilerliyor. Ama bu benim için sıkıcı değildi. Sadece zekice kurgulanmış bir hikayenin hazırlık aşaması. Olayları Ray tarafından dinliyoruz. Zaman zaman geçmişe dönüyoruz. Thomas çok güzel tasvir edilmiş. Sempati duyduğum bir karakter oldu. 
Ustaca kurulmuş iki büyük ters köşe vardı. İlki hiç aklıma gelmezdi. İkincisini düşündüm ama yazar beni o düşünceden uzaklaştırdı ve hatta unutturdu. Ama sonunda da bomba patladı.

Psikoz sadece cinayetlerin olduğu bir gerilim romanı değil. Şizofreni gibi hatta açıklayamadığım başka şeylerinde yer aldığı bir kitap. Zaman zaman duygulandıran, zaman zaman gülümseten, çokça heyecanlandıran, gerilimin hissedildiği elinizden bırakamayacağınız bir kitap. 
Barclay'dan okuduğum ilk kitaptı. Son da olmayacak. Mutlaka okumalısınız.


ALINTI

"Olimpiyatlarda bronz madalya kazanırsan eve bir madalyayla döndüğüne sevinirsin. Ama gümüş kazandığında, altının ucundan döndüğün için, bu hayatının sonuna kadar içini kemirip durur. Ayda yürüyen ikinci adam olmak gibi. Onu kim hatırlıyor ki?"

"İnsanlar genelde kapına kadar iyi bir haber vermek için gelmez."


 

30 Ağustos 2024 Cuma

Yemin


Brenda Joyce

deWarenne Dynasty 11

The Promise

Pegasus Yayınları

400 Syf

4/5


Herkese merhaba 😍

Öncelikle bu kitapta kimler var bir tanıyalım:

Elysse, Kaptan Devlin O'Neill ile Virginia' nın kızları. Şımarık ve bencil bir karakterden zarif ve cesur bir kadına dönüşüyor.

Alexi, Cliff de Warenne'nin (yanlış hatırlamıyorsam Rus kontesinden) oğlu. 12 yaşına kadar babasıyla denizlerde. Fazlaca gururlu olan Alexi ticaretle uğraşan ün salmış bir kaptan. 

Alexi, aile ile 12 yaşında tanışıyor. Daha çocuk olmasına rağmen ilk görüşte Elysse'den etkileniyor. Elysse, ilk başlarda Alexi'yi küçümsüyor. Daha sonra Alexi'nin anlattığı maceralar onu etkiliyor. 

İki yakın dost. Kendileri hariç herkesin fakında olduğu bir aşk, bir bağlılık. Alexi'nin verdiği bir söz: Ömrü boyunca Elysse'yi korumak.

Öyle de oluyor. Alexi ülkeye dönüyor. Flörtöz kızımız Alexi'yi kıskandırmak için onun dümencisiyle ilgileniyor. İşler ters gidiyor. Alexi, Elysse'yi kurtarmak için kazayla dümenciyi öldürüyor ve Elysse'nin onuru için onunla evleniyor. Düğün gecesinde de ülkeyi terk ediyor. 

6 yıl. Dile kolay. Elysse, kocasının dönüşünü bekliyor. Bu süreçte sosyeteye mutlu bir evliliği varmış gibi davranıyor. Alexi beklenmedik bir anda dönüyor. Elysse kocasını kazanmak için elinden ne geliyorsa yapmaya kararlı. Alexi'yi kazanması gerekiyor. Mutlu ve gerçek bir evlilik istiyor.

Gurur mu, aşk mı? Okuyup öğreneceğiz.

Elysse'nin kıskandırma çabaları, kimseyi dinlememesi sinir bozucuydu. Ama yaşanan olaydan sonra değişimini görmek güzeldi. Ayrıca çok cesur bir kadın.

Alexi gururlu ve bir o kadar inatçı. Elysse'ye ne kadar öfkeli olursa olsun aradaki çekime karşı koyabilmesi çok zor. Kimyaları muhteşem. Hatta cızırtılı, dumanlı. Bakışmaları, konuşmaları, tartışmaları... Hepsinde bir alev.

Bazı yerlerde tekrar olmasına rağmen benim için keyifli bir okuma oldu. Ayrıca çocukluk yıllarını okumak eğlenceli ve serideki (kısa süreliğine de olsa) karakterleri tekrar görmek güzeldi. Hepsini bir arada görmek final niteliğindeydi. 

Yemin, deWarenne Dynasty Serisi'nin on birinci kitabı. Benim için seri bitmiştir. Düşler Evi, seri ile az da olsa bağlantısı olsada şuan için okumak gibi bir niyetim yok. 

Şimdilik benden bu kadar. Kitapla kalın.

24 Ağustos 2024 Cumartesi

Sonsuz Mutluluklar


 VI KEELAND
PENELOPE WARD

Happliy Letter After
Yabancı Yayınları
304 Syf


Herkese merhaba. Sevdiğim ikilinin bir kitabıyla geldim.

Vi ve Penelope ikilisinden tatlı ve sevimli bir hikaye. (bu şekilde başladığıma aldanmayın 😛)

Konusu; Sadie, bir dergide editörlük yapmakta. Senede bir kez de dilek köşesine gelen mektuplarla ilgilenmekte. Yazın ortasında dilek köşesine bir mektup gelir. Dört sene önce annesini kanserden kaybeden on yaşındaki Birdie Maxwell adında küçük, tatlı bir kız. Noel Baba'dan bir kaç dileği vardır: Zeytin, babası için çorap, kendi ve babası için özel bir arkadaş. Sadie mektuba kayıtsız kalamaz. Özel arkadaş haricinde isteğini yerine getirir. Mektupların devamı gelir ve tabii isteklerinde. 
Sadie merakına yenik düşer. Birdie'nin evine gider. Amacı küçük kızın iyi olup olmadığı görmektir. Bir toka bulur, tokayı kapıyı bırakıp gidecekken yakışıklı bekar babamız kapıyı açar. Yanlış anlaşılmalar falan derken Sadie kendini Alman bir köpek eğiticisi olarak bulur.

Öncelikle Birdie'ye bayıldım. Çok tatlı, akıllı bir küçük kız.  Sebastian eh fena değildi. Kendince haklı sebepleri var. İyi bir baba. Sadie ise çok fazla iyi. Sanki Polyana.  Sebastian, Sadie ile ilgili bir gizliliği ihlal etmesine rağmen Sadie sakin karşılıyor. Biraz aksiyon olmaz mı hiç?
Çok fazla tesadüf var. Türk sineması gibi. Bu ikiliyi sevmesem bu hikayeden hoşlanmayabilirdim. Ayrıca Sonsuz Mutluluklar'dan daha iyi kitapları var. 

Her şeye rağmen sıcak bir hikaye. Bir başka hikayede görüşmek dileğiyle. Kitapla kalın.

ALINTI

"Gerçeği aramıyorduk ama görünen o ki gerçek bizi bulmuştu. Ve yolculuğumuzun her bir parçası gibi, o da büyülüydü."

"Daha önce bir şeylerin gerçekleşmesi için kaderin bu kadar çok kapı açtığını duymamıştım."

"Mutlu olmak insanların başarabileceği bir şey değil. Biz hayatımızı yaşayıp mutlu olmaya çalışmadığımızda rasgele oluyor."

"Mutlu" tam olarak doğru kelime değildi. İstikrarlı, belki. Bir şeyleri bir arada tutan, belki. Evi yakmayan, belki. Ama mutlu? Mutlu olmak için zaman yoktu. Mutluluk artık burada yaşamıyordu."

"İçimden bir duygu karmaşası geçti. Sadece kovulmanın şoku değil, aynı zamanda Birdie'yi ve bu deneyimle birlikte gelen aidiyet duygusunu da kaybetmenin şokuydu. Elimden almana kadar hayatımda eksik olduğunu fark etmediğim bir şeydi bu."


20 Ağustos 2024 Salı

Sessiz Hasta



Alex Michaelides

Domingo Yayınevi

309 Syf 


Herkese merhaba 👧

"Sessizliğin kökleri tahmin edebileceğinizden çok daha derinlerde."

Mutlu bir evliliği olan başarılı ressam Alicia Berenson, bir gece kocası Gabriel'i sandalyeye bağlamış ve suratına beş kez ateş edip öldürmüştür. Cinayetten sonra bir daha konuşmamış, büyük bir sessizliğe gömülmüştür. 

Akıl sağlı yerinde olmadığı düşünülen Alicia, bir hastaneye yatırılır. Ne bir doktor ne de psikoterapist onu konuşturamaz.

Adli psikoterapist Theo Faber, Alicia'ya yardım etmek ister. Onu konuşturabileceğine inanır ve hastanede işe başlar. 

Alicia konuşacak mı? Eğer konuşursa Theo'nun duyacakları hoşuna gidecek mi? Ve Alicia kocasını öldürdü mü?


Vay canına! O sonla sarsılmış durumdayım. Akıl almaz bir ters köşe.

Çok heyecanlıyım. Az önce bitirdim okumayı. Yaşadığım gerilim hala üzerimde. Kitabı okurken adrenalin üst seviyedeydi. Alicia'nın terapi sahneleri, "Alicia konuşacak mı? "Ne zaman konuşacak?" Theo başarılı olacak mı? Ha şimdi ha şimdi derken kitabı elimden bırakamadım. Theo'nun terapi sırasında hissetiklerinin hepsini hissettim. Sanki ben Theo'muşum gibi. Anlatım muhteşemdi, Kurgu ise zekiceydi. Bir çok şey düşündüm ama bu son aklıma gelmedi.

Sessiz Hasta, başından sonuna kadar merakı canlı tutan bir kitap. Mutlaka OKUMALISINIZ!!!


Dipnot: 2024 yılında okuduğum en iyi kitaplardan biri oldu.


ALINTI

"Kendimi haklı çıkarsam ağzım suçlar beni."

"İlle de acayiplik bulmaya çalışmamalıyım. Günce tutmanın tehlikeli yanı budur. İnsan, her şeyi büyütmeye, tetikte durmaya, doğruları durmadan zorlamaya kalkar."

"Gerçek aşk çok sessizdir, sakindir. Yüksek drama tarafından bakıldığında sıkıcıdır. Aşk derindir, sakindir ve devamlıdır."

"Suskunluğu, sizi size yansıtan bir ayna gibiydi. Ve genelde gördüğünüz, çirkin bir şeydi."

"İfade edilmemiş duygular asla ölmez. Canlı canlı gömülmüşlerdir ve sonradan daha çirkin şekillerde ortaya çıkarlar."

"E?" dedi. "Alicia'yı anlatsanıza." ''Alicia mı?" "Nasıl buldunuz?" "Bulduğuma emin değilim." Yuri soru sorar gibi bakıp gülümsedi. "Bulunmak istemiyor mu? Evet, doğru. Saklanıyor."

16 Ağustos 2024 Cuma

Ölüm Saatleri

 


ÖLÜM SAATLERİ

Agatha Christie

Hercule Poirot 39

The Cloks

256


Herkese merhaba. Bir polisiye sever olarak en çok sevdiğim yazarlardan biri Agatha Christie'nin kitabı Ölüm Saatleri ile geldim.

Öncelikle cinayeti kimler çözmeye çalışıyormuş onlara bakalım:

Son zamanlarda canı sıkılan Hercule Poirot

Bir casus olan Colin Lamb

Polis müfettişi Dick Hardcastle

Şimdi sıra olayı çözmek için sormamız gereken sorularda:

•NEDEN odada o kadar saat vardı?

•NEDEN bunların çoğu 16.13'te durmuştu?

•NEDEN maktulü kimse tanımıyordu?

•NEDEN Edna o kadar telaşlıydı?

•NEDEN o yol saati çalınmış, diğerleri bırakılmıştı?

•NEDEN Bayan Ramsay o kadar mutluydu?

•NEDEN Bayan Rival çok sinirlenmişti?

• NEDEN polis bir yara izinin üzerinde duruyordu?

• NEDEN Sheila'ya esrarengiz bir kart gönderilmişti? 


Konuya ve yoruma geçebiliriz 🤭

Shelia Webb, sekreterlik, daktilo üzerine bir büroda çalışmaktadır. Büroya bir telefon gelir. Wilbraham Crescent 19 numaraya özellikle Shelia'yı iş için çağırırlar. Shelia eve gider. Kapı açıktır. Telefonda eve girmesi söylenmiştir. Eve girdiğinde bir adam cesedi ile karşılaşır. 19 numarada yaşlı ve kör bir kadın yaşamaktadır. Shelia'nın cesedi bulmasının hemen ardından eve gelir. Ev sahibesi büroyu aramadığını söyler. Adamın kimliği belirsizdir. Evdeki tüm saatler durmuştur. Polis karmaşık bir olayla karşı karşıyadır.

Shelia, cesedi gördükten sonra dışarı atar kendini ve bir araştırma için orada bulunan gizli ajan Bay Colin Lamb ile çarpışır. Soruşturma sırasında Colin yakın dostu olan Hercule Poirot'a ziyarette bulunur ve olayı anlatır. Poirot burada devreye girer, suç mahalline gelir ve çözer diye düşünürsünüz. Ama öyle olmuyor. Gri hücrelerini evinde çalıştırır ve sadece olayı ifadeleri okuyarak çözer. Ailemizin dedektifini çok az görüyoruz. Başrol oyuncusuna yazarın bu kadar az yer vermesi hiç olacak iş mi? Ben bu konuda hayal kırıklığına uğradım açıkçası. Bir de son hiç olmamış. Kitap apar topar sonlandırılmış.

Benden şimdilik bu kadar. Bir başka macerada buluşmak dileğiyle. Kitapla kalın.


ALINTI

👮"Bir tek şeyden eminim. Bu çok basit bir cinayet."

Şaşkın bir ifadeyle, "Basit mi?" diye bağırdım. 

"Tabii." 

"Neden basit olsun?" 

"Neden mi? Çünkü çok karmakarışık görünüyor da ondan. Bir olay karmakarışık görünüyorsa aslında basittir."

👮"Ölüm bazen insanı huzura kavuşturur."


Üç Anahtar

RHYS BOWEN The Venice Sketchbook Arkadya Kitap 504 Syf 4/5 Herkese merhaba.  Geçmiş ve günümüz anlatımlı kitapları okumayı seviyorum. Üç Ana...